3. Hukuk Dairesi 2016/22182 E. , 2017/1631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket ile davacı idare arasında davalının ... mahallesindeki adresinde kullanılmak üzere su abonelik sözleşmesi tesis edildiğini, borçlu hakkında ödenmeyen su borçlarından dolayı takip yapılmış ise de borcun halen ödenmediğini, davalının ilgili yasa, yönetmelik ve sözleşme gereği davaya konu edilen borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali,takibin devamı ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, su borçları bulunmadığını, zira davalı şirketin faturaya konu iş yerinden 2011 yılı mayıs ayında iş yerinin icra kanalı ile satılması sonucu ayrıldığını, bu tarihten itibaren ise iş yerinde dava dışı ...Ltd.Şti’nin faaliyet yürüttüğünü,söz konusu borçtan da bu şirketin sorumlu olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kabulü ile, ... 16 . İcra Müdürlüğünün 2013/9241 esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin icra dosyasındaki asıl alacak, faiz ve takip masrafları üzerinden yürütülmesine; ihtilaf nizalı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; su aboneliğinden kaynaklı borca yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK"nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..." sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12. maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1. fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
2-Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise;davaya konu uyuşmazlığın davalı şirkete tahakkuk ettirilen su faturalarından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkin olduğu,bu haliyle uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevi içinde olduğu anlaşılmaktadır.
3-Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu düşünülerek,görevsizlik kararı verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılıp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci , ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.