Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16651
Karar No: 2017/1653
Karar Tarihi: 13.02.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/16651 Esas 2017/1653 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/16651 E.  ,  2017/1653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili ;davalının İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Şevketiye Mah.1.Serbest Bölge Arslan sk.kain 46 pafta, 550 ada, 3 pasel, 12/3 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkili ... ile ortağı Zeynep Karakullukçunun birlikte, davalı ..."e ait İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Şevketiye Mah.1.Serbest Bölge Arslan Sk.Lale Apartmanı No.12/3 nolu dairenin de bulunduğu metruk binanın satışı ile ilgili bir araya geldiklerini, 17/10/2012 tarihinde satış protokolü düzenlendiğini,protolol gereği müvekkilinin ortağı olan Zeynep Karakullukçu"nun davalının hesabına 65.000,00USD"yi yatırdığını , müvekkilinin ise bakiye 27.000 Euro olarak davalıya elden teslim ettiğini, bu ödemeyi davalı adına davalının mali müşaviri olan ..."ün teslim aldığını, 30/10/2012 tarihli makbuz düzenleyerek , müvekkiline teslim ettiğini ancak davalının bu protokolün bağlı olduğu şart olan % 51 "lik hisse devri taahhüttünü yerine getirmediğini ve protokolün hükümsüz kaldığını, konusuz kalan protokol kapsamında ödenen bedellerin davalıdan tahsilinin gerektiği, davacının ortağı Zeynep Karakullukçunun 26/11/2012 tarihli bir devir protokolü ile bu protokol kapsamında davalıdan olan alacağını bedelsiz olarak müvekkiline devrettiğini, müvekkili ile davalının akabinde 26/11/2012 tarihli "Ek Protokol" düzenleyerek davalının müvekkile 100.000,00USD iade ile borçlu olduğunu ve bu borcunu 15/01/2013 tarihine kadar ödemeyi, ödeme olmaz ise 31.01.2013 vadeli tek senet düzenlemeyi taahhüt ettiğini, davalı borçlunun taahhütlerini yerine getirmeyerek, ödeme yapmadığını bu nedenle davalı hakkında Anadolu 11 İcra Dairesinin 2013/2574 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı borçlunun takibe haksız itiraz ettiğini ,itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek ,haksız itirazının iptali ile takibin devamı ile davalının % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı,taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Resmi Şekle tabi olduğunu, resmi şekilde yapılmayan sözleşme geçersiz olduğunu, sözleşme geçersiz olduğundan devir sözleşmesi ve ek protokolünde geçersiz olduğunu, müvekkiline ödeme yapan alıca Zeynep Karakullukçu olduğunu, müvekkilin davacı ..."a hiç bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün 2013/2574 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali,takibin devamı ile asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117 . maddesi hükmünce muaccel bir alacağın borçlusu alacaklının yöntemine uygun ihtariyle temerrüde düşer. Vadenin kesin olarak kararlaştırıldığı veya saklı tutulan bir hakka dayanarak iki taraftan birinin usulen ihbarda bulunarak kesin vadeyi tesbit ettiği hallerde sadece bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşer. Buna göre bir alacağa temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın istenebilir olması yeterli olmayıp alacaklının miktar da belirterek ödeme talebini içeren ihtarıyla borçlunun temerrüde düşürülmesi ya da sözleşmede kesin vadenin kararlaştırılmış ya da saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan birisinin usulen bir ihbarıyla kesin vadenin tayin edilebilir olması zorunludur.
    Nitekim 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 101. maddesinde de borçlunun temerrüdünün koşulları düzenlenmiştir.
    Somut olayda; dosya içerisinde bulunan, 26.11.2012 tarihli ek protokol başlıklı belge ile davalının 15.01.2013 tarihine kadar davacıya 100.000 USD ödemesi ,eğer belirtilen tarihte ödeme yapmaz ise davacı ... Başaran lehine 31.01.2013 vade tarihli senet tanzim etmeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre,mahkemece 26.11.2012 tarihli ek protokol göz önünde bulundurularak takip tarihi öncesinde davalının davacı tarafından temerrüde düşürülüp düşürülmediği, düşürülmüş ise ne zaman düşürüldüğü, davacının davalı tarafından isteyebileceği varsa faiz alacağının varlığı belirlenmeden işlemiş faiz yönünden de davanın tümden kabul edilmiş olması doğru görülmemiştir.
    O halde mahkemece, belirlenen alacak miktarı için, temerrüt hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra işlemiş faizin de hesaplattırıldığı ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak , işlemiş faiz hakkında da bir değerlendirme yapılması ve sonucu dairesinde bir hüküm tesisi gerekmektedir
    Bununla birlikte,kabule göre de;mahkemece, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi isabetli ise de; takip tarihindeki kur üzerinden muayyen asıl alacağın Türk Lirasına çevrilerek TL karşılığı esas alınmak suretiyle bulunan alacak üzerinden icra inkar tazminatının hesaplanması gerekirken muayyen olmayan alacak üzerinden de icra inkar tazminatının hesaplanması doğru olmamıştır. (HGK 2003/15–404E. 2003/381K.)
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINAve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,13.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi