3. Hukuk Dairesi 2017/9721 E. , 2017/1655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat-menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili ; davalı şirketin, davacı taraf aleyhinde Düzce 1. İcra Müdürlüğünde, faturaya dayalı takip yaptığını, takibin kesinleştiğini; davacı müvekkilinin, icra tehdidi altında borcu kısmen (16.07.2010 tarihinde 9200 TL, 23.08.2010 tarihinde 54.422 TL, 12.06.2012 tarihinde de 100.00 TL olmak üzere) ödediğini; halen bakiye 1.113,39 TL borçları olduğunu; davalı tarafla ticari bir ilişkilerinin olmadığını ileri sürerek; İİK"nun 72. maddesi gereğince ödedikleri paranın istirdatına ve bakiye borçtan dolayı (1.113,39 TL"den) borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre ve zamanaşımı def"inde bulunmuş; esası bakımından da davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı tarafça istirdat talebi ile ilgili olarak açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine; davacı tarafça açılan menfi tespit davasının zamanaşımı nedeniyle reddine; davacı tarafça menfi tespit talebine ilişkin davanın kötüniyetle açılmış olduğu dosya kapsamından sabit olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2014/519 esas, 2014/7733 karar sayılı bozma ilamı ile "Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, hak düşürücü süre geçtikten sonra istirdat davası açıldığı ve 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra menfi tespit davası açıldığından bahisle, davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmediği"belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde,davacının davasının kabulü ile, 63.722,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan istirdatı ile davacının Düzce 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/5012 Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya 1.133,30 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-HMK"nın 232/2. maddesi uyarınca tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, İstanbul, 6. baskı, cilt III, sh.2546; İcra İflas Hukuku El Kitabı, 2013, Ankara 2. baskı, sh 1304)
HMK"nın 229. maddesi uyarınca, yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
Somut olayda; davalı Şirketi adına 30.11.2015 tarihi itibariyle .... Evli"nin yemini eda ettiği,ancak Ordu Ticaret Sicil Memurluğundan dosyaya gelen yazı ile davalı şirkete 05.02.2014 tarihinde on yıl süre ile şirket müdürü olarak Süleyman Gedikmiş atanmış olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirket adına yemin eden.... Evli"nin , yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki temsilci olması karşısında, davalı şirket adına yeminin bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı Şirketi adına.... Evli tarafından yapılan yemin yok hükmündedir.
Bu durumda, mahkemece; davalı şirketi adına yemin edecek kişinin belirlenerek usulüne uygun olarak yemin yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştr.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.