3. Hukuk Dairesi 2015/17687 E. , 2017/1660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı abonenin müvekkili şirket tarafından yapılan elektrik borcunun tahsiline ilişkin takibe haksız itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ... İli ...Beldesi ... Mahallesi 18 numarada kurulu bulunan çay fabrikasının maliki olduğunu, müvekkilinin bu çay fabrikasını ...Oto Tekstil Tic.Ltd.Şti."ye 01/07/2011-30/11/2011 tarihleri arasında beş aylığına kiraladığını, bu kiralamaya istinaden TFC şirketinin davalı şirkete başvurarak elektrik aboneliğini üzerine aldığını, bu tarihten sonrada tüm elektrik faturalarının fabrikanın kiracısı ve işleticisi davalının abonesi ...adına düzenlendiğini, ...Ltd.Şti.nin kira sözleşmesinin 30/11/2011 tarihinde sona erdiğini, ancak işletmeyi 31/12/2011 tarihinde tahliye ettiğini, bu tarihe kadar da fabrikayı işleterek elektrik harcadığını takibe konu elektrik borcunun kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile Rize İcra Müdürlüğünün 20102/6237 esas sayılı dosyasındaki davalı itirazının 20.362,30 TL yönünden iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik tüketim bedelinin tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen abone davalının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut olayda; davalının, 5500031 numaralı ticarethane abonesi olduğu, 2011/8.dönem ila 2012/1. dönem normal tüketimden kaynaklı toplam 20.362.30 TL tahakkuk eden borcu bulunduğunun tespit edildiği,davalı işyerini ...Oto Tekstil Tic.Ltd.Şti.ye 01/07/2011-30/11/2011 tarihleri arasında kiralamış olsa da aboneliği iptal ettirmeyen davalı, yukarıdaki alınan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, kiralama tarihinden sonraki tüketimlerden de sorumludur.
Ancak, davalının 2011 yılından bu yana elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etmektedir.
Buna göre,davacının uzun sayılabilecek bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim gerektirir.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı için gecikme zammından indirim sağlayacağı bu indirimin de en fazla yasal faize kadar alacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle,yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.