3. Hukuk Dairesi 2016/15002 E. , 2017/1677 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 25 Ekim 2013 tarihinde evlendiklerini, düğün günü yaşanan bazı aksaklıklar sebebi ile davalının ailesinin düğün salonunu terk ettiğini, kendisine takılan tüm takıların bu esnada davalının ailesi tarafından götürüldüğünü, ziynet eşyalarının kaldığını, düğünden sonra kendisinin müşterek haneye değil ailesinin evine dönmek zorunda kaldığını ve tüm altınlarının davalıda bulunduğunu belirterek, cins ve nitelikleri itibariyle tek tek belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ziynetlerin bedelleri toplamı olan 20.000 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, düğün günü üzerindeki takılar ile birlikte düğün solununu terk eden kişinin davacı olduğunu, davacının düğün sonrasında müşterek eve değil baba evine gittiğini ve tüm takıların davacıda kaldığını belirterek davanın dilemiştir.
Mahkemece, düğünde takılan ve davacının kişisel malı olan ziynet eşyaları ile takı paralarının davalı tarafta kaldığı ve iade edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne ve 5 adet 22 ayar takı bilezik, 1 adet tam ziynet altın, 8 adet yarım altın, 74 adet çeyrek altın, 1 adet 22 ayar 1.00 gramlık altın, 150 USD takı parası"nın aynen iadesine olmadığı takdirde TL takı parası da dahil 20.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının aynen ya da bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
1-Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Davanın açılması nedeniyle alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın eksik yatırılması halinde yapılacak işlemler ve izlenecek yol ile harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı kanunun 27 ve 32.maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 27.maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip işlemlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış ve 30.maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, ...150/5.maddesinde gösterilen süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda, davacı, dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Harca esas değer dava dilekçesinde 20.000.TL olarak gösterilmiş yargılama sırasında ise yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde ise davacı tarafça talep edilen ziynet eşyalarının toplam değerlerinin 22.364 TL olduğu belirlenmiştir. Ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davalarında bedel iadesi ile birlikte aynen iadeye ilişkin istem de var ise, aynen iade istemi o eşyaların (ziynetlerin) gerçek bedelini de içerdiğinden, davacının talebi doğrultusunda aynen iadeye karar verilmiş olması halinde, talep konusu eşyaların (ziynet ve çeyiz) bilirkişi raporu ile belirlenen bedelleri üzerinden eksik nisbi harcın tamamlatılması gerekecektir.
O halde mahkemece, Harçlar Kanunu"nun 30.maddesi gereğince, bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden eksik nisbi harcın tamamlatılması için davacı vekiline süre verilmesi gerekirken eksik nisbi harç tamamlatılmadan dava dilekçesinde harca esas değer olarak gösterilen bedel talep gibi değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Öte yandan, HMK. 297. Maddesi (HUMK. md. 388) gereğince; mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde infazı kabil karar vermesi gerekir.
Davacının dava dilekçesinde, öncelikle ziynet eşyalarının aynen iadesini talep etmiş olması karşısıda, hükümde davacıya öncelikle aynen iadesine karar verilen eşyaların tür ve nitelikleri ile birlikte tüm eşyaların bedellerinin de ayrı ayrı yazılması gerekirken, mahkemece bu husus göz ardı edilerek, infazı mümkün olmayan bir karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalı lehine BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.