11. Hukuk Dairesi 2016/856 E. , 2017/3698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/10/2015 tarih ve 2015/111-2015/314 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve fer"i müdahiller vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 30.05.1969 tarihinde tescil ve ilan olunan ticaret unvanının .... biçiminde olduğunu, ayrıca ... nezdinde ... ibareli 1-34. sınıf ürünleri içeren 08.05.1996/173080; ... ibareli 35-42. sınıf hizmetleri içeren 15.05.1996/170761; ... ibareli 6. sınıf ürünleri içeren 23.11.1994/156772; ... ibareli 6.sınıf ürünleri içeren 07.07.1997/98730; ... ibareli 6, 19, 35, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 43, 44 ve 45.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 11.05.2009/23693 ve ... ibareli 44. sınıf hizmetleri içeren 04.08.2006/37875 sayılı markalarının tescilli bulunduğunu, yıllardır inşaat sektöründe faaliyette bulunduğunu, haklı bir ün kazandığını, davalının iyiniyetle bağdaşmayacak şekilde müvekkilinin marka ve ticaret unvanıyla iltibasa sebebiyet verecek biçimde ... biçimindeki unvanı tescil ettirip kullandığını, davalının unvanından 2013/38561 sayılı marka tescil başvurusunda bulunması üzerine haberdar olduklarını, davalının müvekkili ve markalarından haberdar olmamasının mümkün bulunmadığını, eylemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ifade ederek, davalının ticaret unvanınından ... ibaresinin terkinine ve kurulacak hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin kurucularının 1974 yılında ..." da hazır giyim sektöründe ticari faaliyete başladığını, 1994 yılında şirket olarak kurulduğunu, unvanının ticaret siciline tescil ve ilan olunduğunu, iştigal mevzuunda petrol ve tekstil ürünleri ticaretinin bulunduğunu, ancak genel olarak kuruluşundan buyana konfeksiyon ürünleri ticaretiyle ilgilendiğini, müvekkilinin ... ibareli unvanının 2001 yılında tescil edildiğini, inşaat hizmetlerinde markanın kullanılmadığını, davacının inşaat hizmetleriyle ilgili faaliyette bulunduğunu, tescilden dava anına kadar anılan unvanın aralıksız ve yoğun olarak kullanıldığını, herhangi bir iltibas bulunmadığını, unvanın kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre davacının basiretli bir iş adamı gibi davranarak, 5 yıllık süre içinde ticaret unvanının terkin yahut iptalini talep edebileceği, bu durumun Sınai Mülkiyet Hukuku"nda “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” ilkesi olarak anıldığı, Yüksek Yargının bu ilkeyi istikrarlı olarak kullandığı, davalının ticaret unvanı tescilinde, davacının unvan tescili kapsamında bulunan inşaat hizmetlerinin de yer aldığı, davalı kullanımının sadece tekstil alanını kapsadığı, bu yönden de unvanın sessiz kalma bakımından korunmak durumunda olduğu, zira davalının unvanında tescilli iştigal mevzunun kısmen terkini gibi bir yasal yolun olmadığı, davalının inşaat gibi davacının iştigal mevzunda bulunan ticari alanlarda faaliyete başlaması halinde durumun tekrar değerlendirilmesi gerektiği, zira sessiz kalma yoluyla hak kaybının davalının bu unvanı özellikle tekstil sektöründe kullanımı suretiyle gerçekleştiği, davalı şirketin, itiraz edilmeyen beyanlara göre kuruluşundan bu yana tekstil ürünleri ticaretiyle ilgilendiği, bu sırada unvanını da doğal olarak kullandığı, davacının bu eylemlere ses çıkarmadığı, bunun sonucunda unvanın terkinini isteme hakkını yitirdiği, unvanın markasal biçimde kullanıldığına ilişkin bir kanıt olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı ve feri müdahiller vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı ve fer"i müdahiller vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı ve fer"i müdahiller vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.