22. Hukuk Dairesi 2018/8927 E. , 2018/15611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 27.04.2016 tarih 2015/10795 esas 2016/9613 karar sayılı ilamı ile kısaca; "mahkemece yapılacak iş, yıllık izin defteri ve yıllık izin formlarındaki imzaların aidiyeti taraflara sorularak ve gerekirse yıllık izne ilişkin söz konusu yıllık izin belge asılları davalı şirketten getirtilerek alanında uzman bilirkişiye imza incelemesi yaptırılarak, bu belgelerin gerçekten davacı tarafından imzalanıp imzalanmadığı ve yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı hususu yukarıda açıklanan hususlarla hep birlikte değerlendirilerek duraksamasız belirlendikten sonra bir karar vermektir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma sonrası yargılama neticesinde, davacı tarafça ilk kararda hükmedilen miktarların icra yolu ile tahsil edildiği sadece hüküm altına alınmayan bakiye kısımların kaldığının beyan edilmesi üzerine mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının davacı yanca tahsil edildiğinin beyan edildiği gerekçesi ile bu alacaklar yönünden dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ve bu alacak kalemleri yönünden yeniden hüküm oluşturulmamıştır.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren Mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K,).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonra da Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 esas- 604 karar ve HGK. 2012/9-851 esas 2012/705 karar 10.10.2012 sayılı kararlarında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Somut olayda mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan kıdem ve ihbar tazminat alacaklarının bozma öncesinde davacı tarafça ıslah yapılmadığından mahkemece taleple bağlı kalınarak kısmen hüküm altına alındığı hususu da göz önünde bulundurularak ilk bozma sonrasında davacıya yapılan ödemeler de dikkate alınarak infazda tekerrür olmamak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hakkında da açıkça hüküm kurulması gerekirken hüküm fıkrasında bu talepler yönünden infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 25.06.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.