11. Hukuk Dairesi 2015/14872 E. , 2017/3714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10.07.2015 tarih ve 2015/372-2015/774 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin vefat eden ..."nun eşi ve çocukları olduklarını, davalı ile murislerinin ... Kolektif Şirketi ve ... Ltd. Şti. ortakları ve aynı zamanda üç adet taşınmazın yarı yarıya oranda müştereken maliki olduklarını, ..."nun vefatı ile davalının şirketlere ilişkin bütün işlemleri tek başına gerçekleştirdiği ve elde edilen kârdan müvekkillerine herhangi bir ödeme yapmadığını, 2007 yılı sonunda davalının ortaklığı bitirmek istediğini bildirerek hazırladığı protokolde şirket hisseleri ile taşınmazların devirlerinin yapıldığını, davalının şirketlerin değerlerini kendisine göre tespit ettiği ve buna göre müvekkillerine 183.000,00 TL ödendiğini, müvekkillerine bırakılan taşınmazlar ile davalı bünyesinde kalan taşınmaz arasında 1.000.000,00 TL"ye yakın farkın olduğunu, davalıya devredilen şirketin mali yapısının belirtilenden çok daha iyi olduğunu tespit ettiklerini, müvekkillerinin büyük bir zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 150.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiş; birleşen davada ise fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu, bu nedenlerle müvekkillerinin davalı ile yapmış oldukları protokol nedeni ile uğradıkları zarardan dolayı önceki davada saklı tutulan 1.000.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline, söz konusu alacağa faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, muris ..."nun vefatının ardından davacıların işlerin idaresinin müvekkili tarafından sürdürülmesini talep ettiklerini, 2003 yılından itibaren vergi mükellefi ve tacir olduklarını, geçim ve masraflarının ortaklıktan karşılandığını, ortaklıktan ayrılma isteğinin davacılardan geldiğini, bunun üzerine her iki şirketinde müştemilatıyla yerinde kalmak kaydıyla paylaşıp hisse devrinin yapılmasına karar verildiğini, her iki tarafın da muhasebe işlerini gören müşavirlik şirketi tarafından şirketlerin değerlerinin tespit edildiğini, tarafların karşılıklı isteklerine uygun, adil olarak paylaştırma yapıldığını, davacıların bilgi alma konusunda hiçbir şekilde engellenmediğini, davacıların müvekkilinden kaynaklanan bir zararının bulunmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; 31/12/2007 tarihli protokol gereğince, yapılan paylaştırma sonucunda, ... Ltd. Şti."nin finansal durumu konusunda davacıların yanıltıldığı ve adil bir paylaşımın olmadığı, ivazlar arasında orantısızlık bulunduğu, tanık beyanlarından da anlaşıldığı gibi davacıların murisi ..."nun 07/03/2003 tarihinde ölmesinden sonra 31/12/2007 tarihine kadar şirketlerin davalı ... tarafından yönetildiği, murisin sağlığında, işlerin yönetimine davacıları karıştırmadığı, işlerin yönetiminde davalı ..."ya güvenilmesi gerektiğinin söylendiği, davacılardan ..."nun 2003 yılında işletme bölümünden mezun olduğu, diğer davacı ..."nun 2009 yılında moda işletmeciliği bölümünden mezun olduğu, ..."nun ev hanımı olduğu, ..."nun üniversite öğrencisi olduğu anlaşıldığından, davacıların sözleşmenin yapıldığı tarih itibari ile, iş hayatı konusunda her hangi bir yeterli tecrübelerinin bulunmadığı ve davalının davacıların tecrübesizliğinden yararlanarak bu sözleşmeyi düzenlediği, davada gabinin objektif ve subjektif unsurlarının mevcut olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile; 150.000,00 TL"nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 500.535,35 TL"nin dava tarihi olan 29/07/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece 12.10.2015 tarihli ek karar ile davacıların asıl davayı da temyiz ettikleri gerekçesiyle ana davanın kesinleştirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, davacılar vekili ek kararı da temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, uyuşmazlığın Protokol başlıklı belgeye konu hisse devirleri ve taşınmazlara ilişkin bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacılar vekili, dava dilekçesinde, davalı ile aralarında imzaladıkları protokol kapsamında hisse ve taşınmaz devirleri yapıldığını, ancak edimler arası oransızlık bulunduğunu iddia etmiştir. Mahkemece Dairemizin 2014/494 esas 2014/16558 sayılı bozma ilamına uyularak gabinin subjektif ve objektif unsurları yönünden değerlendirme yapıldığı ve edimler arası orantısızlık olduğu gibi davalının davacıların tecrübesizliğinden yararlanarak protokolü imzalattırdığı ve davacıları zarara uğrattığı, gabinin objektif ve subjektif unsurlarının davada mevcut olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacıların gabin iddiası yalnızca protokol kapsamında devredilen şirket hisselerine ilişkin olmayıp, protokolün 4. maddesinde bahsi geçen taşınmazlar yönünden de gabine dayandığına göre mahkemece bu taşınmazlar yönünden de gabinin subjektif ve objektif unsurunun mevcut olup olmadığının tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken, davacıların bu yöndeki talepleri karşılanmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA; aşağıda yazılı bakiye 33.328,55 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.