Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7300
Karar No: 2015/11167
Karar Tarihi: 18.05.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/7300 Esas 2015/11167 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/7300 E.  ,  2015/11167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    Dava, davacının 01.09.2004 - 09.07.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine, davalı Kurumun sıfatının 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen fıkra uyarınca feri müdahil olarak kabul edilerek yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Somut olayda; 05.02.1998 tarihinden beri Kanun kapsamında olan davalı işyerinden davacı adına işe giriş bildirgesi verilmediği ve çalışmaların bildirilmediği, davalı işyerinin dönem bordrolarının getirtilmediği, davacı tanıklarının davacının çalışmalarını doğruladığı, davalı tanıklarının ise davacının davalı işverene ait işyerinde kendi nam ve hesabına çalıştığını belirttikleri, yine komşu işyeri tanıklarının davacıyı davalı işyerinde gördüklerini beyan ettikleri, çevre araştırması sonucunda tutulan 20.07.2010 tarihli kolluk tutanağında; “davacının 2004 sonu ile 2006 sonu arasında davalı işyerinde çalıştığını, öncesinde dönem dönem çalıştığını, ancak çalışma aralıklarının bilinmediğinin“ belirtildiği, buna göre davacının davalı işyerinde bir kısım çalışmalarının mevcut olduğu, ancak süresinin belli olmadığı anlaşılmıştır.
    Öte yandan, 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen fıkrada, 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi hariç olmak üzere dava açılmadan önce Kuruma başvurulmasının zorunlu olduğu, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. 6552 sayılı Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında sunulan kanun teklif gerekçesinde 54. maddede 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatı uygulamasından kaynaklanan davalarda, dava açılmadan önce Kuruma müracaat şartı getirildiği ve yargı yoluna başvurulmadan önce idari aşamada uyuşmazlıkların çözümlenmesinin amaçlandığı, diğer taraftan hizmet akdi nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile sigortalılar tarafından işveren aleyhine açılan davalarda dava, Sosyal Güvenlik Kurumuna re"sen ihbar edilerek Kurumun bu davalarda artık davalı taraf olmaktan çıkarılması, ihbar üzerine davaya davalı yanında fer"i müdahil olarak katılması, davalı taraf başvurmasa dahi kanun yollarına başvurabilmesinin hedeflendiği belirtildikten sonra, Kurum bu davada taraf olmayıp fer’i müdahil olacağı için dava sonucu verilen kararda Kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmolunmayacağı ifade edilmiştir. Kanun teklifinde “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüşken Kanunun TBMM tarafından kabulü aşamasında anılan maddeye yer verilmemiştir. Şu durumda, 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalarda da bu maddenin uygulanacağına dair bir geçiş hükmüne kanunda yer verilmediği anlaşılmaktadır.
    Davanın 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açıldığı, daha sonra yürürlüğe giren Kanunun konuya ilişkin geçiş hükmü içermediği ve hatta kanunun Mecliste görüşülmesi aşamasında bu yöne ilişkin düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmediğinin anlaşılması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır.
    Yapılacak iş, Kurumun iş bu davada feri müdahil değil davalı olduğunu kabul etmek, davalı işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirtmek ve bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, süresi ve gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi