21. Hukuk Dairesi 2014/13630 E. , 2015/11205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi, davalılardan ... vekili tarafından duruşmalı, olarak tespit edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 15/02/2010 ila 20/04/2010 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01/09/2010 tarihli işe giriş bildirgesi ile 20/04/2010 tarihli işyerinden ayrılış bildirgesinin Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinden 20/04/2010-01/09/2010 tarihleri arasında davalı işyerince davacı adına Kurum"a tam olarak bildirilmiş olduğu, davacının 20/04/2010 tarihi öncesinde davalı işyerinde geçen ve Kurum"a bildirimi yapılmayan hizmet sürelerinin tespitini talep ettiği, taraflar arasında akdolunan ve 20/04/2010 tarihinden itibaren işe başlama süresinin kararlaştırıldığı hizmet sözleşmesinin dosyaya sunulduğu, işyerinde kadro daraltılması sebebiyle 01/09/2010 tariihnden itibaren geçerli olmak üzere iş akdinin fesholunduğunun Noterliğin 02/09/2010 tarih ve 24345 yevmiye no lu ihbarnamesi ile davacıya tebliğ olunduğu, davalı işyerinin 26/03/2003 tarihinden itibaren gümrük antrepo faaliyetinden dolayı Kanun kapsamına alınmış olduğu, 2010/2-10. aylarına ait davalı işyeri dönem bordrolarının getirtildiği, 05/05/2010 tarihi ve sonraki tarihlere ait maaş ödeme makbuzlarının dosyaya sunulduğu, davacının açmış olduğu işe iade davasında sunmuş olduğu dava dilekçesinde davalı işyerinde 15/02/2010 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını belirtmiş olduğu, davacının Kurum"un Bölge Müdürlüğü ne daval işyerinde 15/02/2010-01/09/2010 tarihleri arasında çalıştığını beyan etmek suretiyle bireysel iş uyuşmazlığı müracaatında bulunduğu, davacının işyerinde çalışmak için yapmış olduğu müracaat için düzenlenmiş olan 10/02/2010 onay tarihli sağlık raporunu, 09/02/2010 onay tarihli sabıkasızlığına ilişkin belgeyi, 14/12/2009 onay tarihli ikametgah ilmuhabirini, 10/02/2010 onay tarihli nüfus cüzdanı örneği belgesini, 26/03/2010 tarihinde işyerinde görevli olduğu esnada kendi mail hesabına gönderildiği iddia olunan işyeri faaliyetleri kapsamında olan mail dökümünü, 17/02/2010 tarihli davacının imzasını içeren alacak dekontunu davacı tarafın dosyaya sunduğu, davalı tarafın ise 17/02/2010 tarihli davacının sunmuş olduğu aynı tarihli belge ile mukayese edildiğinde aynı miktarda olup atılı imzanın farklı olduğu alacak dekontunu dosyaya sunduğu, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda bir kısmı davalı işyerinin bordrolu çalışanı olan davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacı ve davalı tanıklarının yetersiz ve çelişkili olan beyanları esas alınarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını alıp toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle çalışmanın niteliğini ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ye iadesine 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.