20. Hukuk Dairesi 2019/5980 E. , 2020/232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
A.... mah. (kütükçü) 9324 ada 11 parsel nolu 466 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hükmen Hazine adına tescil edilmiş ve üzerinde ""6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır"", ""bu parsel kullanımsızdır"" ve ""haciz"" şerhleri bulunmaktadır.
Davacı Hazine dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1989 yılında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan kısımda yer aldığı gerekçesiyle tapusunun iptaline ve Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne 9324 ada 11 parsel nolu taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş hüküm temyiz edilmeksizin 31.10.2006 yılında kesinleştirilmiş ve tapuda infaz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz Antalya Belediyesi adına tapuda kayıtlı iken tahsis ve satış ile davalı ... adına, daha sonra işbu dava neticesinde hükmen Hazine adına tescil edilmiş ve üzerinde ""6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır"" şerhi konulmuştur.
Davalı 01.12.2016 tarihli temyiz dilekçesi ile davadan haberdar olmadığı, davanın yokluğunda görüldüğü ve savunma hakkının kısıtlandığı iddiasıyla hükmü temyiz etmiştir.
Dava, 1947 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine 15.12.1989 tarihinde kesinleşen 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan parselin tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı Komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır. Arazi kadastrosu 1963 yılında, 3402 sayılı Kanunun 5831 sayılı Kanunla değişik Ek- 4. madde çalışmaları 2010 yılında yapılmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu kabul edilerek dava konusu 9324 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Dava açıldığı tarihten kararın verildiği tarihe kadar yapılan işlemlerde davalı ..."a dava dilekçesi, duruşma günü tebliğ edilmemiş yokluğunda keşif yapılmış ve gerekçeli kararda tebliğ edilememiş olup mahkemece yapılan adres araştırması yetersiz olup ilanlarda usule uygun yapılmadığından davalının savunma hakkının kısıtlandığı dolayısıyla temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin kabulü ve davanın nitelendirilmesine göre, 09.03.1988 tarih ve 1987/2 -860-232 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında vurgulandığı üzere kural olarak herhangi bir kanun ve düzenleyici hüküm o kanunun yürürlüğe girdiği andan itibaren hukuksal sonuç meydana getireceğinden, 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2., 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenip, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun hükümlerinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi gerekir.
6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde:
"a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir."
"b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
6292 sayılı Kanunun 6/1-3. maddelerine göre, 2/B alanlarında bulunan taşınmazlardaki 31.12.2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen hak sahipliği belirlemesi, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmesi halinde hak sahibi kişilere, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenmesi halinde ise güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde; aynı Kanunun 7/1- a, b maddelerinde de kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar bakımından, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvuru hakkı tanınmıştır. Bu düzenlemelerden başka nitelik yitirdiği gerekçesiyle Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazlara ilişkin olarak hak sahibi veya ilgililerine herhangi bir yükümlülük yüklenmemiştir. Mevcut ve devam eden davalar bakımından ise, çekişmeli taşınmazın, 7/1-a maddesi kapsamında yani tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulmuş ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan bulunması halinde bedel alınmaksızın; 7/1-b maddesi kapsamında yani özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan taşınmazlardan bulunması halinde, bunların tapu kayıtlarının geçerli kabul edileceği, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği âmir hüküm olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda, mahkemece, yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden ve halen davalı adına tapu sicilinde kayıtlı olduğu, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulduğu anlaşıldığına göre, 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmayacağı, açılan davalardan vazgeçileceğine ilişkin âmir yasa hükmünün re"sen gözetilmesi gerektiği, davadan vazgeçilmesi için tapu kayıt maliklerine idareye başvuruya ilişkin veya başkaca her hangi bir yükümlülük getirilmediği, açılan davalardan vazgeçilmesinin kanunun emredici hükmü gereği olduğu, buradaki vazgeçmenin H.M.K."nın 307. maddesinde düzenlenen; “davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” olarak tanımlanan "davadan feragat" niteliğindeki bir vazgeçme olmadığı, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme olduğu gözetilerek, "davacı Hazinenin 6292 sayılı Kanun uyarınca davasından vazgeçmiş sayılmasına" karar verilmesi gerektiğinden, davanın kabulü yönündeki hüküm, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun nedeniyle usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerekmiştir.
Ayrıca, 6292 sayılı Kanun gereğince sonuçlandırılan bu tür davalarda, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması, taraflar leh ve aleyhine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/01/2020 günü oy birliği ile karar verildi.