Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3095
Karar No: 2017/7695

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3095 Esas 2017/7695 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/3095 E.  ,  2017/7695 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine ile dahili davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiş, Hazine ve Orman Yönetimi TMK"nın 713/6. maddesi gereği çekişmeli yerin Hazine adına tapuya tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece; davacının davasının reddine, Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil davasının kabulüne ve 28.03.2011 günlü fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 10431,33 m², (B) ile gösterilen 2498,293 m² ve (C) ile gösterilen 1515,377 m²’lik alanların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... mirasçılarının temyizi üzerine 20/06/2013 gün ve 2013/2590 – 6941E. K sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle;" Mahkemece, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları gerekçesiyle davacının davasının reddine, Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan raporda çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdidi dışında kaldıkları, orman bütünlüğünü bozmayan orman sayılmayan yerlerden oldukları belirtildiği halde, ziraatçı bilirkişi raporunda çevresindeki ormanlık ve çalılık alanlarla bütünlük oluşturan, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerden oldukları açıklanarak çelişki oluşturulmuş, dava konusu taşınmazların güney ve doğusunda dere olduğundan, dere yatağı olup olmadıkları açısından jeolog bilirkişiden rapor alınmamış, keşifte yerel bilirkişiler dinlenmemiş, bölgede 1952 yılında yapılan orman kadastrosuna ait tutanaklar ve harita dosyaya getirtilerek taşınmazların orman tahdidine göre konumları tam olarak saptanmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya, çelişkili bilirkişi raporlarına dayalı hüküm kurulamaz." hususlarına değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucu; 1-Davanın kısmen kabul, kısmen reddine, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dosya arasına mevcut harita mühendisi bilirkişi ... tarafından düzenlenen 11/03/2015 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen yüzölçümü 5117,85 m² olan, (B) harfi ile gösterilen yüzölçümü 6474,56 m² olan kısımların orman niteliği ile davalı hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (C) harfi ile gösterilen yüzölçümü 2924,71 m² olan kısmın parsel numarası verilmek sureti davacı adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine ile dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1976 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır.
    Bölgede 1952 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 14.02.2002’de kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
    2016/3095 - 2017/7695
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişi çekişmeli taşınmazın 1952 tarihli hava fotoğrafında kısmen çalılık, kısmen de açık alan olarak, 1992 tarihli hava fotoğrafında ise açık alan olarak göründüğünü belirtmiştir. Rapora ekli 1956 tarihli memleket haritasında (C) bölümü yeşil, (B) bölümünün büyük çoğunluğu yeşil, az bir kısmı açık, (A) bölümü ise kısmen yeşil, kısmen açık alanda görünmekte iken, rapora ekli 1952 tarihli hava fotoğrafında (C) bölümü koyu, (B) ve (A) bölümleri ise çoğunlukla açık olarak görünmektedir. 1992 tarihli hava fotoğrafında ise taşınmazların tamamının açık olduğu anlaşılmaktadır. Yine ziraat ve jeoloji bilirkişileri müşterek raporlarında ise, 1975 tarihli hava fotoğrafında (A) ve (C) alanının bir bölümü hariç taşınmazın diğer alanlarının işlenmekte olduğunu, (C) bölümünde eğimin %12"den düşük olduğu, (A) ve (B) bölümlerinin bir kısmında eğimin %12"den fazla olduğu, bir kısmında ise %12"den düşük olduğunu belirttikleri halde, raporun değerlendirme kısmında (A) ve (B) bölümlerinde eğimin %12"den fazla olması sebebiyle orman sayılan yerlerden olduklarını, orman bilirkişi ise taşınmazların ortalama eğimlerinin %15 - 20 arasında olduğunu belirtmiştir. Eski tarihli memleket haritası ve dayanağı hava fotoğrafları üzerinde yapılan gösterim birbirini doğrulamamakta olup, mahkemece bu husus araştırılmadığı gibi, taşınmazın (A), (B) ve (C) bölümlerinin eğimleri yönünden raporlar arası çelişkiler olup, bu çelişkiler giderilmemiş, (A) ve (B) bölümleri yönünden eğimi %12"den düşük olan kısımlarının imar-ihya ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadıkları değerlendirilmemiştir.
    6831 sayılı Kanunun 1/J maddesine göre toprak muhafaza karakteri taşımayan makilik - fundalık ile örtülü yerler orman sayılmazlar. Bu nedenle, 3402 sayılı Kanunun 17. maddesine göre orman sayılmayan bu gibi yerlerin imar ve ihya ile zilyetlikle kazanılması mümkündür. Makilik kavramı içerisinde yeralan çalılık alanlardan eğimi %12"den düşük olanların toprak muhafaza karakteri taşıdığından sözedilemez. Bu durumda, toprak muhafaza karakteri taşımayan çalılık alanlar esasen orman sayılmayacağından, tesbit dışı bırakıldığı tarihten itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılabilir.
    O halde mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, daha önce incelendiği bildirilen 1956 - 1976-1995 tarihli memleket haritaları ve 1952-1992 tarihli hava fotoğrafları dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazın hangi kesiminde eğimin ne kadar olduğu klizimetre aleti ile ve memleket haritasındaki münhanilerden yararlanılarak kesin olarak belirlenmeli, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesine göre yüksek eğimli çalılık karakterdeki yerlerin orman sayılacağı düşünülmeli, taşınmazın eğimi düşük kesimleri bakımından, öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, ziraat uzmanı bilirkişiden zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, baskın ağaç türünün ne olduğu konusunda bilimsel verilere dayalı, açıklayıcı krokili rapor alınmalı, bundan sonra toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine ile dahili davalı ... Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/10/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi