4. Hukuk Dairesi 2013/10169 E. , 2014/5760 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/410-2012/616
Davacı E.. K.. vekili Avukat M. B. M. tarafından, davalılar Y. T. Yayın ve Hizmetleri A.Ş. vd aleyhine 08/09/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Y.. A... ve davacı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Y. Televizyon ve Yayın A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, milletvekili olduğunu, davalının Kanaltürk Televizyonu"nda yayınlanan Ters Cephe programının yorumcusu olduğunu, canlı yayın sırasında kendisinin Mersin"de yapılan Demokratik Çözüm Mitinginde yaptığı açıklamaları eleştirdiğini, eleştiri sırasında "utanmaz, alçak, manyak" demek suretiyle eleştiri sınırını aşıp kişilik haklarına saldırıldığını belirterek davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalılar, davacının siyasi bir kişilik olarak eleştirilere katlanması gerektiğini, kaldı ki davacının açıklamaları ile bu tartışmayı başlattığını, davacının kendisinin kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davalı yorumcunun kullandığı ifadelerin eleştiri sınırını aştığı ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın taraflarından davacının, milletvekili, davalının gazeteci olduğu, davacının milletvekili olarak Mersin"de yapılan Demokratik Çözüm Mitinginde ülkenin bir bölgesinde yaşanan terör olayları ve yaşananlar ile ilgili açıklama yaptığı, bu sırada terör saldırısı sonucunda 13 askerin şehit edilmiş olduğu, davalının canlı yayında kendisine gelen bilgi üzerine davacı hakkında eleştiride bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık bu eleştiri sırasında davalının kullandığı "utanmaz, alçak, manyak" ifadelerinin kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmayacağı hususundadır.
Siyasetçilere yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu tüm hukuk sistemlerinde yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin, özel kişilerden farklı olarak olarak, diğer siyasetçilerin, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık olan, kamuoyuna mal olmuş kişiler haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; siyasetçilere hakaret alanında temel kriterlerini belirlediği davaların başında gelen Lingens v Avusturya kararında; Şansölye"nin siyasi uygulamalarının eleştirilmesi sırasında kullanılan "ahlakdıdışı, şerefsiz" şeklindeki ifadelerin ifade özgürlüğü içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek başvuran lehine karar vermiştir. Yine Oberschlick davasında bir gazeteci, Avusturya Özgürlük Partisi lideri J.H."i "geri zekalı" olarak tanımladığı için hakaret suçundan mahkum olmuş ancak gazetecinini başvurusu üzerine AİHM siyasetçilere yönelik kabul edilebilir eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu belirterek ifade özgürlüğüne müdahale olduğu sonucuna varmış ve nihai kararda da bir bütün olarak ifadenin kullanıldığı bağlamın ve ortamın önemli olduğunu vurgulamıştır.
Somut olayda davacının milletvekili olup siyasi bir kişiliktir. Ülkede çok tartışılan artık kamusal bir tartışma konusu olan demokratik çözüm süreci ve hükümetin uygulamaları hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Davalı ise gazeteci olup canlı yayınlanan bir yorum programında, program sırasında kendisine gelen bilgi üzerine davacıların açıklamaları ile ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Davacının bu eleştiri sırasında kullandığı "utanmaz, alçak, manyak" şeklindeki ifadelerin kamusal tartışmanın bütünü içerisinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Ayrıca davaya konu sözler davacının ülke gündemi ile ilgili yaptığı açıklamalar üzerinden söylenmiştir. Davacı siyasi bir kişilik olarak bu açıklamaları yaparken kendisini tartışma ortamına çekmiştir. Bu tartışma üzerinden yapılan eleştirilere de katlanma yükümlülüğü vardır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle davalı Y. Televizyon ve Yayın A.Ş. yararına BOZULMASINA, bozma nedenini göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalıdan peşina alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.