1. Hukuk Dairesi 2015/3185 E. , 2017/5828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ..."in paydaşı olduğu 1516 ada 16 sayılı parseldeki dava konusu 6 nolu bağımsız bölümdeki payını intifa hakkını üzerinde tutarak davalı gelinine 28.07.1993 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca mirasbırakanın ölümünden evvel son 10 yılını alzheimer hastası olarak geçirdiğini ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile miras hissesi oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu devrin gerçek bir satış işlemi olduğunu, satış bedelini murise ödediğini, ayrıca murisin ölene kadar taşınmazın kirasını aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davacının miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in, 15161 ada 16 sayılı parselde bulunan çekişme konusu 6 nolu bağımsız bölümdeki ½ payının tamamını, intifa hakkını üzerinde tutarak, 28.07.1993 tarihinde davalı gelini ..."e satış suretiyle devrettiği, mirasbırakanın 15.08.2001 tarihinde öldüğü ve geriye davacı kızı ... ile kendisinden sonra ölen oğlu ..."in eşi davalı ... ile ..."ten olan dava dışı torunu ... kaldıkları, davalının, murisin 814 ada 80 sayılı parseldeki dava dışı 4 nolu bağımsız bölümü de davacı kızına temlik ettiğini savunduğu ve bu devrin davacının kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, dava dilekçesinde; muris muvaazası hukuksal nedeninin yanında mirasbırakanın temlik tarihinde hukuki ehliyeti haiz olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 tarih, 1990/1-152-236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; bir davada birden çok hukuksal sebebe dayanılması olanaklıdır. Bu halde, mahkemece önem sırası dikkate alınmak suretiyle her bir hukuki sebep yönünden araştırma yapılması zorunludur.
Hal böyle olunca; somut olayda birden çok hukuki sebebe dayanıldığı ve dayanılan bu sebeplerden birisi ehliyetsizlik olduğuna göre ehliyetsizliğin kamu düzenini ilgilendirdiği ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenmesi gereğinin ortadan kalkacağı gözetilerek öncelikle mirasbırakanın tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi,işlem tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup- bulunmadığının saptanması bakımından 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddesi hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınmak suretiyle ehliyetsizlik iddiasının açıklığa kavuşturulması, işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu saptarnırsa davanın kabul edilmesi, hukuki ehliyeti haiz olduğunun saptanması halinde ise davacı kızına 814 ada 80 sayılı parseldeki dava dışı 4 nolu bağımsız bölümü devrettiğine ve eldeki davaya konu temlikte mirasbırakan mal kçaırmayı amaçlamış olsa idi mal kaçırmayı amaçlamış olduğu kişi lehine de devir yapmasının düşünülemeyeceği dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabuluyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.