11. Hukuk Dairesi 2016/3996 E. , 2017/3794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/12/2015 tarih ve 2012/98-2015/884 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02.05.2017 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. ... ile davalı-karşı davacı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, davalının 01/01/2006 tarihli ortaklık sözleşmesinin 3. maddesi gereğince %25 hisse ile ortak olduğunu, 21/06/2007 tarihinde davacı şirketin nev"i değişikliğine giderek ... A.Ş. unvanını alarak tescil edildiğini ve faaliyetlerine devam ettiğini, 01/01/2006 tarihli ortaklık sözleşmesinin 10. maddesi gereğince nev"i değişikliğinin kararlaştırıldığını, protokoldeki tüm maddelerin ... A.Ş. içinde geçerli olduğunu, 01/01/2006 tarihli ... Ltd. Şti"nin ilk pay dağılımı hesabında açıkça görüleceği üzere tespit edilen sermayenin her bir ortak yönünden 192.000,00 TL olduğunu, sermayenin arttırılmasıyla 30/06/2011 tarihi itibariyle davalının davacı şirkete sermaye koyma borcunun 555.754,00 TL olduğunu, davalının şirket ortağı olarak koymak zorunda olduğu nakdi sermaye borcu yerine müvekkili şirkete 4 adet taşınmaz devrettiğini, bu taşınmazların davalının sermaye borcu tamamlandığında iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının sermaye borcunu yerine getirmediğini, taşınmazların davacı şirketin Şekerbank ve İş Bankası"ndan çekilen kredilerin teminatı olarak gösterildiğini, takibe düşmemek için 4 taşınmazın kredilerin kapatılmasında kullanılacağının, satış gelirinin ise davalının sermaye borcundan mahsup edileceğinin bildirildiğini ileri sürerek; asıl davada dava konusu taşınmazların davalının ödenmeyen sermaye borcu yerine davacı şirkete verildiğinin tespitine, mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik 20.000,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, şirketin nev"i değiştirerek anonim şirkete dönüşmesinden önce düzenlenmiş bulunan ... Limited Şirketi Ortaklık Protokol"ünün hükmünü yitirdiğini, davalının 300.000,00 TL karşılığı %10 payın sahibi olduğunu, paydaşların ortaklık sermayesinin %25 pay oranları sabit kalmak üzere artırılmış olduğuna ilişkin iddianın şirketin ticaret sicile tescil edilen kayıtlarına aykırı olduğunu, müvekkilinin sermaye borcu bulunmadığını, 4 adet taşınmazın kredi amaçlı olarak şirkete devredildiğini, buna yönelik olarak 08/10/2006 ve 31/07/2006 tarihli protokoller yapıldığını, 16/02/2009 tarihli yazı ile davacı şirketin 4 adet taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılacağının, taşınmazların önceki tutanaklar çerçevesinde bila bedel temiz ve sorunsuz şekilde devredileceğinin taahhüt edildiğini, protokolde taşınmazların iadesi şirkete verilen ödemelerin iadesi, ortaklıktaki payın ödenmesinin şekil ve şartlarının düzenlendiğini, şirkete nakit olarak 669.771,00 TL verildiğinin kabul edildiğini ve bu bedelin ödeneceğinin taahhüt edildiğini, müvekkilinin 300.000,00 TL sermaye taahhüdü bulunduğunu, 31/12/2008 tarihinde şirket hesabına 35.500,00 TL yatırıldığını, bu bedelin ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/34 esas sayılı dosyasında dava konusu edildiğini, sermaye taahhüdü ile 35.500,00 TL"nin şirkete nakit olarak verilen 669.771,00 TL"den çıkarılması sonucu 334.271,00 TL davacı-karşı davalı şirketten alacağının bulunduğunu savunarak; asıl davanın reddini istemiş, karşı davada 334.271,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 334.271,00 TL"nin davacı karşı davalı şirketten dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte tahsili ile davalı karşı davacı ..."a ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı- karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl dava, davaya konu 4 adet taşınmazın davalı-karşı davacının davacı-karşı davalı şirkete sermaye borcu karşılığı verildiğinin tespiti olmadığı taktirde alacak istemine ilişkin olup, karşı dava ise şirkete nakit olarak verilen bedelin iadesi taahhüt edildiğinden davalı-karşı davacı tarafından şirkete nakden ödendiği bildirilen bedelden şirkete olan borçların düşülmesinden sonra kalan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı- karşı davalı şirket müdürü ...’ın ...’de bulunmadığı zamanlarda acil ve gerekli işlerin yürütülmesi için kullanılmak üzere davacı- karşı davalı şirkete ait antetli boş kağıtların adı geçen şirket müdürünce imzalanarak davalı- karşı davacıya teslim edildiği, bu hususun davalı- karşı davacı tarafından verilen taahhütnamelerde kabul edildiği, sonrasında imha edildiğinin savunulduğu, şirket kaşesini ve şirket müdürünün imzasını taşıyan bu boş kağıtların üzerinin davalı-karşı davacı tarafından doldurularak şirketin borçlandırılmaya çalışıldığı, dolayısıyla davaya konu edilen belgelerin üzerleri sonradan davalı- karşı davacı tarafından doldurulduğundan bu belgelere itibar edilemeyeceği ileri sürülmüş; bu hususta ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca açığa imzanın kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik suçundan davalı-karşı davacı ... hakkında ceza soruşturması da yapılmıştır. Söz konusu belgelerdeki imzanın şirket müdürünün eli ürünü olduğu kabulüyle dava konusu belgelere istinaden yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak ceza soruşturmasında alınan bilirkişi raporu ile söz konusu belgelerdeki imzaların ...’ın eli ürünü olduğu, belge inceleme biriminde mürekkep yaşının tespitine yönelik bir çalışma olmaması nedeniyle söz konusu belgelerdeki yazı ve kaşelerin oluşturulma zamanının tespitinin yapılamadığı bildirilmişse de davaya konu belgelerin üzerinin sonradan doldurulup doldurulmadığı hususunda mahkemece ayrıntılı inceleme yaptırılmamıştır. Bu suretle; ilgili soruşturma dosyası ile dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgeler nazara alınmak suretiyle, dava konusu belge asılları üzerinde söz konusu belgelerin üzerlerinin sonradan doldurulup doldurulmadığının çakışan yazı ve imzalar da değerlendirilerek belirlenmesi için yapılan itirazların da karşılanması suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davacı-karşı davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.