22. Hukuk Dairesi 2017/14241 E. , 2018/15902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 18/05/2000-16/05/2005 tarihleri arasında, house keeping olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 750,00 TL olduğunu ancak bordroda düşük gösterildiğini, hizmet akdinin gerekçe gösterilmeksizin işveren tarafından feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 18/05/2000-16/05/2005 tarihleri arasında, housekeeping olarak çalıştığını, ücretlerinin bordrolara uygun ödendiğini, devamsızlık sureti ile işe gelmeyen ve iş akdini sona erdirenin davacı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre; davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının aldığı ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçide olup, ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesaplama tarihi itibariyle dosya kapsamında en son olarak 2004 yılına ilişkin bordroların olduğu, bu bordrolarda tahakkuk ettirilen 697,84 TL ödemenin dönemin asgari ücretine oranlanarak, iş akdinin son bulduğu 2005/5 ayı ücretinin tespit edildiği ve sonuçta davacının 767,80 TL çıplak brüt ücret aldığı kabulü ile hesaplamaların yapıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporundan sonra dosyaya sunulan 2005 yılına ilişkin bordroların da 697,84 TL ücret üzerinden tahakkuk ettirildiği görülmüş, davalı da davacıya zam yapılmadığını beyan ederek asgari ücrete oranlama yapılması suretiyle hesaplamaya esas alınan ücrete itiraz etmiştir.
Sunulan bordrolara göre davacının, dönemin asgari ücretinin üzerinde maaş ile çalıştığı, ücretin miktarı konusunda ispat yükü kendisinde olan davacının kayıtlardaki ücretten daha fazla aldığına ilişkin ispat yükünü yerine getiremediği, görevi ve hizmet süresi dikkate alındığında bordrodaki ücretin kabul edilebilir mahiyette olduğu, kaldı ki davacının bir sonraki yıl ücretinde zam yapılmasını gerektirir bir durumunda olmadığının anlaşılması karşısında, Mahkemece davacının çıplak brüt ücretinin kayıtlardaki gibi 697,84 TL kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 26.06.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.