Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra; borçlunun,  muhtelif tarihlerde 4 adet banka dekontu ile icra takibine konu borca mahsuben  yaptığı ödemeler sebebiyle İİK.nun 71.maddesi uyarınca itfa nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.
İİK.nun 71/2 maddesinde “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikine her zaman İcra Mahkemesinden isteyebilir” düzenlenmesine yer verilmiştir. Diğer bir anlatımla İİK.nun 71. maddesi koşullarında yapılan başvuru süreye tabi değildir.
Somut olayda; borçlunun istemine dayanak yaptığı belgelerin  yukarıda açıklanan kanun maddesinde sayılan nitelikteki belgelerden olmadığı, ödeme belgelerinden 16.12.2009 tarihli banka dekontu  dışında kalan diğer dekontlar üzerindeki tarihlerin    takibin kesinleşmesinden önceki dönemde ait olduğu anlaşılmakta ise de; alacaklı vekili 05.04.2010 tarihli icra tutanağı beyanında  muhtıra ile bildirilen 20.000,00 TL"yi haricen aldığını kabul etmiştir.  
 Bu durumda Mahkemece, alacaklı vekilinin kabul ettiği miktar üzerinden takibin durdurulmasına  karar verilmesi gerekirken itirazın süresinde  yapılmadığından bahisle istemin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun  temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/07/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.