22. Hukuk Dairesi 2016/4510 E. , 2018/16076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacaklarının ödenmediğini öne sürerek bu alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili,davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yazılı gerekçe ile fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine diğer taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
I-Davalı temyizi yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre davacının temyize konu edilen toplam alacak miktarı 1.293,01 TL olup karar tarihi itibari ile 2.080,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
II- Davacı temyizi yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, montaj bölümünde çalışan davacı, işyerinde fazla çalışma yaptığını ancak karşılığının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise, fazla çalışma yapıldığında ücretinin ödendiğini, dosyaya sunduğu imzalı ücret bordrolarında da fazla çalışma yapılan aylarda fazla mesai tahakkuklarının bulunduğunu savunmuştur.
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, davalı işyerinde 2011 yılı Temmuz ayından itibaren gerçeğe uygun şekilde fazla çalışmaların bordrolara yansıtıldığı, belirtilen dönem öncesinde bordrolara yansıtılan tahakkukların ise gerçeğe uygun olmadığı, bu nedenle gerçeğe uygun şekilde tahakkuk yapılan dönemin ortalaması esas alınarak 2011 yılı Temmuz ayı öncesi fazla çalışma süresinin belirlenmesi gerektiği kabulüne göre hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, davacının fazla çalışma ücreti alacaklarının ödendiğinin imzalı ücret bordroları ile sabit olduğu gerekçesiyle fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Dairemizce aynı gün temyiz incelemesine tabi tutulan 2015/34505 ve 2016/4585-4508-4509-4510 esas sayılı dava dosyaları ve aynı mahiyette olan Dairemizin 2015/29921 esas sayılı dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde, 2011 yılının Temmuz ayından önce ücret bordrolarında bulunan fazla çalışma tahakkuklarının sadece Cumartesi günü yapılan çalışmanın bir bölümünü karşıladığı, oysa Cumartesi günü dışında da işyerinde fazla çalışma yapıldığı anlaşılmaktadır. Özellikle davalının tanık olarak dinlettiği ..."in beyanından ve dosyaların içeriğinden; davacının haftada üç gün 8.00-21.00 arası birbuçuk saat ara dinlenme ile; iki gün 8.00-18.00 arası bir saat ara dinlenme ile ve bir gün 08.00-17.00 arası bir saat ara dinlenme ile haftada 60.5 saat çalıştığı ve 15.5 saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenle mahkemece varılan sonuç hatalı olduğu gibi mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, davalı tanığının beyanından dahi daha fazla fazla çalışma yapıldığı anlaşılmasına karşın 2011 yılı Temmuz ayından sonra gerçeğe uygun fazla çalışma tahakkuku yapıldığı kabul edilen ücret bordrolarındaki fazla çalışma sürelerinin ortalaması esas alınarak haftada 15.5 saatten daha az sürede fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesi de dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Mahkemece doğru sonucuna varılabilmesi için, davacının 2011 yılının Temmuz ayına kadar haftada 15.5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmeli, bordrolarda tahakkuk ettirilen fazla çalışma ödemeleri hesaplamadan mahsup edilmeli ve tanık beyanlarından hareketle fazla çalışma ücret alacağının hesaplanmış olduğu nazara alınarak hakkın özünü zedelemeyecek oranda bir takdiri indirim yapıldıktan sonra fazla çalışma ücret alacağı hüküm altına alınmalıdır.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.06.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.