Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2761
Karar No: 2017/7875

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2761 Esas 2017/7875 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2761 E.  ,  2017/7875 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar 09.02.2007 tarihli dilekçeleriyle, davalı ile kendilerinin ortak murisi olan babaları ... ..."un 15.12.1996 tarihinde öldüğünü, tapuda babaları adına kayıtlı ... köyü, ... mevkii 220 sayılı parseli paylaşmak istediklerinde, taşınmazın 04.04.1988 tarihinde babalarının sağılığında diğer kardeşleri davalı ..."a satıldığını öğrendiklerini, bu işlemin muvaazalı olduğunu, ölü babaları ... gerçek iradesinin bağış olduğunu, muvazaalı satış işleminin iptali ile taşınmazdaki 1/6"şar paylarının ayrı ayrı adlarına tescilini istemişler, Orman Yönetimi ise 12.06.2008 tarihli dilekçesiyle ... köyü 220 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiş, mahkemece Orman Yönetiminin davasının 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinde öngörülen hak düşücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine, gerçek kişilerin davalarının kabulüne, çekişmeli parselin 1/6 payı davalı üzerinde kalmak üzere geri kalan 1/6"şar payın ise davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2011/10903-13123 sayılı kararıyla “Mahkemece, kadastro tesbitinin kesinleştiği tarihten sonra, dava tarihine kadar, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürcü sürelerin geçtiği gerekçesiyle, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın reddine karar verilmişse de, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilmiş, gerekçeli karar 23 Temmuz 2011 günlü ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
    Devlet ormanları kamu malı olup, gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve bu maddeler özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım içermemekteyse de, “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini almıştır. (Örneğin: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 08.05.1987 tarih 1986/3 E. ve 1987/4 K. sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları).
    Kaldı ki; dava konusu taşınmazın 19.02.1971 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastrosunda belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ve davalıların babası ... ... adına tesbiti itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edildiği, taşınmazın 1985 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı ve bu işlemin dahi kesinleştiği, kadastro tesbitinden sonra gerçekleşen bir nedene dayanıldığına, iddianın niteliğine göre 3402 sayılı Kanunun 12. maddesindeki hak düşürücü sürelerin uygulanamayacağı düşünülmemiştir.
    O halde, Orman Yönetiminin çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan Devlet ormanı niteliğinde olduğu savıyla açtığı davaya ilişkin iddiası ve delilleri, davalı tarafın ise savunma ve delilleri sorularak, toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda açılan birleşen davada davacı ... Yönetiminin davasının kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ...ik köyü, ... mevkii, 220 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline, davacılar ..., ..., ..., ..., ..."un davasının konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, muvazaalı satış işleminin iptali, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
    ... köyünde genel arazi kadastrosu 1969 yılında yapılmış 20.01.1971 ila 19.02.1971 tarihleri arasında yapılan askı ilanı sonunda kesinleşmiş, çekişmeli ... köyü 220 parsel sayılı 29250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle ... ... adına tesbiti itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiş, 04.04.1988 tarihinde ... yevmiye ile davalı gerçek kişiye satılmıştır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1965 yılında 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 1985 yılında 2896 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 141 ada 32 parsel (eski 220 parsel) sayılı taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılar vekili ve birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimine ayrı ayrı yükletilmesine 16/10/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi