
Esas No: 2014/16987
Karar No: 2015/2610
Karar Tarihi: 25.02.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/16987 Esas 2015/2610 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, icra takibine konu sözleşmede kefil olarak müvekkili adına atfen atılı bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan dava dışı asıl borçlu .... .... A.Ş ile .... Mühendislik Ltd.Şti""nin müvekkili bankayı dolandırdığını, şirket yetkilileri hakkında ceza davasının devam ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan grafoloji raporu doğrultusunda, icra takibine konu kredi sözleşmesinde imzaların davacıya ait olmadığı, davalı alacaklı takip yaparken imza ile ilgili durumu bilebilecek durumda olmadığından kötü niyet tazminatının koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine konu sözleşmedeki imzanın davacının eli ürünü olmaması nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, davalı banka takipte kötü niyetli olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyizi kötü niyet tazminatına yöneliktir.
Dava konusu genel kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefil imzalarının davacıya ait olmadığı bilirkişi heyeti raporuyla saptanmıştır. Bir güven kurumu olan davalı banka sözleşmeye imzalar atılırken imzaların atan kişiye aidiyeti noktasında gerekli dikkat ve ihtimamı göstermek mecburiyetindedir. Buna göre kredi sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olan davalı bankanın icra takiplerinde haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalı banka vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan nedenden dolayı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.