4. Hukuk Dairesi 2013/10770 E. , 2014/6273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2012
NUMARASI : 2010/1064-2012/244
Davacı S.. B.. vekili Avukat A. A. tarafından, davalı Ö.. T.. aleyhine 30/11/2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yeşil kart kullanma şartlarına sahip olunmayan dönemde yapılan tedavi harcamalarının, haksız kullanan şahıstan tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, yeşil kart kullandığı dönemde vergi mükellefiyet kaydının bulunduğu tespit edilen davalının yeşil kartının iptal edildiğini, tedavi harcamalarının usulsüz olarak yeşil karttan karşılandığını, tedavi harcamalarının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yeşil kart kullanma şartlarına sahip olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, devletin sosyal devlet olma özelliği kapsamında yeşilkart verdiği kişileri incelemek ve denetlemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalının, yeşil kart kullandığı dönemde vergi mükellefi olduğundan bahisle yeşil kartının iptal edildiği, usulsüz kullanım olduğu tespit edilen dönemde yapılan tedavi harcamalarının tahsili amacı ile davalı aleyhine Diyarbakır 8. İcra Müdürlüğü"nün 2010/9228 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının vergi mükellefi olmadığını ve haksız olarak yeşil kartının iptal edildiğini belirterek icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali amacı ile eldeki davanın açıldığı, ancak davalının yeşil kartının iptal edilmesine gerekçe gösterilen vergi mükellefi olup olmadığına, yeşil kart kullanmasına mani bir hal bulunup bulunmadığına dair herhangi bir belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Şu halde, davalının yeşil kart başvurusuna dair evrakın temin edilmesi ve tedavi harcamalarının yapıldığı dönemde vergi mükellefi olup olmadığının, yeşil kart kullanmasına mani başka bir hal bulunup bulunmadığının araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik inceleme ile, yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA 15/04/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava, bir kamu kurumu tarafından idari bir karar ile maaş, sağlık ödemesi v.s. ad altında ilgilisine ödeme yapıldıktan ve kendisine ödeme yapılan ilgilinin kendisine ödeme yapılmasını gerektiren koşulları taşımadığının anlaşılması üzerine kamu kurumunca ödemeye ilişkin kararın iptal edilmesinden sonra, dayanaksız kalan ödemelerin ilgilisinden geri istenmesine (sebepsiz zenginleşme nedeniyle) ilişkin kamu kurumunun açtığı bir davadır.
Kamu kurumunun (idarenin) ödeme yapılmasına ilişkin kararı nasıl bir idari işlem ise, ödeme yapılmasına ilişkin kararın dayanağı olan koşulların kalmaması veya bulunmadığının anlaşılması üzerine kamu kurumunca (idarece) ödemenin iptaline ilişkin kararı da idari bir işlemdir. İptale ilişkin işlem (karar) kendisine ödeme yapılan kişi tarafından idari yargıda iptal ettirilmediği takdirde geçerli ve yürürlükte olan bir işlem (karar) olacağından bu işlem (karar) nedeniyle davacı kamu kurumu (idare) yapmış olduğu ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan kişi de bu ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geriye ödemek zorundadır. Adli yargıda açılması gereken bu davalarda kendisine ödeme yapılan davalı kişinin "ödeme koşullarını taşıdığı, iptal kararının doğru olmadığı, iyi niyetli olduğu, ödemenin geri istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı v.s." yolundaki savunmaları, ödemenin iptaline ilişkin işlemin (kararın) iptali için idari yargıda açacağı davada ileri sürülebilir. Adli yargıda sebepsiz zenginleşme nedeniyle kurumca açılan davalarda sonuca etkili olmadığı gibi idari bir işlemi (kararı) ortadan kaldıracak veya tesirini azaltacak sonuçları doğuracak iddia ve savunmaları adli yargının inceleme, yetki ve görevi de yoktur.
Bu davalarda önemli olan, ödemenin iptaline ilişkin kamu kurumunca yapılan işlem (verilen karar) üzerine hangi tarihten itibaren ve hangi ödemelerin geri istenebileceğidir. Bunun da, kamu kurumunca (idarece) yapılan işlem veya verilen kararın içeriği incelenmek suretiyle tespit edilip karara bağlanması gerekir.
Sonuç itibariyle, ödemelerin iptaline ilişkin kamu kurumunca (idarece) verilen karar idari yargı yerinde usulüne uygun olarak iptal ettirilmediği sürece, kamu kurumu (idare) sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iptal kararının içeriğine göre tespit olunacak ödemeleri geri isteyebilir. Kendisine ödeme yapılan davalının idari yargıda ileri sürmesi gereken savunma ve iddiaları adli yargıdaki bu davada sonuca etkili değildir.
Bu nedenlerle sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 15/04/2014