Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2771
Karar No: 2017/7908

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2771 Esas 2017/7908 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2771 E.  ,  2017/7908 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında ... ... mahallesi 2772 ada 7 parsel sayılı 16528,52 m2 ve 2774 ada 3 parsel sayılı 12562,23 m2 yüzölçümündeki taşınmazların, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tespit edildiğini, tutanağın beyanlar hanesine, üzerlerindeki zeytin ve narenciye ağaçlarının ..."a ait olduğunun şerh edildiğini belirterek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak mülkiyet iddiasında bulunmuş, ayrıca çekişmeli taşınmazların 1064 sayılı parselle bir bütün olduğu halde bu hususun gözardı edilerek yüzölçümlerinin de eksik yazıldığı iddiası ile tesbitlerinin iptali ile adına tesbit ve tescili talebi ile dava açmıştır.
    Mahkemece davanın husumet yönünden reddine ve 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan 20. Hukuk Dairesinin 14/02/2011 gün ve 16373-1016 sayılı bozma kararı özetle; "Kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, tutanağın beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilen kişi tarafından, eksik yazılan yüzölçümünün düzeltilmesi ve tescil talebi ile açıldığına göre husumetin tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Ancak; davacı, dava dilekçesinde kadastro müdürlüğünü hasım göstererek dava açmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin kadastro müdürlüğü değil Hazine olduğu belirgin olup yargılama sırasında kadastro müdürlüğü Hazine vekili tarafından temsil edilmiş bulunduğuna göre ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunduğundan bu durumun mahkemece re"sen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasma yönlendirilmesi için davacı yana olanak sağlanması gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır (HGK 2010/7-70-86 sayılı kararı)" şeklindedir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan ve Hazine davaya dahil edildikten sonra, davacının tescil talebinin reddine, çekişmeli 2772 ada 7 sayılı parselin, 16.528,52 m2 olarak beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılmıştır ve taşınmazın kullanımı ile üzerindeki zeytin ve narenciye ağaçları ... ... oğlu, ..."a aittir belirtmesinin yapılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline, 2774 ada 3 sayılı parselin, 12.562,23 m2 olarak beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılmıştır ve taşınmazın kullanımı ile üzerindeki zeytin ve narenciye ağaçları ve tek katlı kargir ev ... ... oğlu, ..."a aittir belirtmesinin yapılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.04.2015 tarih ve 2014/9563-3033 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: ""...Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, dosya kapsamından davacının, 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 sayılı parseller arasında kalan bilirkişi raporunda (D) harfi ile işaretli 922,96 m2 yüzölçümlü, 2/B sahası olup, hakkında
    kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yere kendisine ait 1064 sayılı parselle birlikte kullanıldığı iddiasıyla dava açtığı, bu bölümün yine kendi kullanımında olan 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 sayılı 2/B parsellerine eklenmesini istediği anlaşılmaktadır. 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 sayılı parseller kullanım kadastrosuna konu edilerek davacı adına kullanım şerhi verilmiş, çekişmeli yer ise kullanım kadastrosuna konu edilmemiştir.
    Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi de zorunludur.
    Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediğine göre, taşınmazla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemelerde görüleceği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanlış hukukî nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi ve çekişmeli yerin sınırında, aslında dava konusu olmayan 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 sayılı parsel de sanki davalı imiş gibi haklarında sicil oluşturulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bunun yanında, çekişmeli taşınmazın uygulama kadastrosuna da konu edilmediği anlaşıldığı halde, dosyayla ilgisi bulunmayan (2014/109 sayılı dava dosyası ile ilgili) eski 68, yeni 130 ada 12 sayılı parselin tutanak aslı ve uygulama kadastrosuna ait diğer belgelerin dosyaya getirtilmiş olması da doğru değildir. Bu belgelerin davalı olduğu 2014/109 sayılı dava dosyasına; 2772 ada 7 ve 2774 ada 3 sayılı parsellere ilişkin kadastro tutanak asıllarının da olağan yollarla kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir..."" denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararı sonrası 1) Dava konusu taşınmaza ilişkin bilirkişiler Orman mühendisi ... ..., Ziraat mühendisi ... ... ve Kadastro Teknisyeni ... ...." in 18/12/2012 tarihli rapor ve raporuna ekli krokide (D) harfi ile gösterilen 922.96 m2 miktarındaki taşınmazla ilgili Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/04/2015 tarihli kararı ile hakkında tutanak düzenlenmeyen bu yere ilişkin davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği yönündeki kararı dikkate alınarak 3402 sayılı KK"nın 26. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince Kadastro mahkemesinin yetkisi Kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağından hakkında tutanak düzenlenmeyen bilirkişilerin (D) harfi ile gösterdikleri yere ilişkin mahkememizin görevsizliğine,
    2) Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine,
    3) Yargılama gideri, vekalet ücreti ve diğer hususların yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kullanım kadastrosu sırasında tutanak düzenlenmeyen yere ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 17/10/2017
    gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi