11. Hukuk Dairesi 2016/1056 E. , 2017/3940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/11/2015 tarih ve 2014/368-2015/355 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı ... Tıp Fakültesi Dekanlığı arasında imzalanan ... Hastane Bilgi Yönetim Sistemi işi ile ilgili sözleşmeler kapsamında davacı şirket tarafından yaratılan yazılımın, belirli sayıda lisanslı olarak kullanımına izin verilmesine rağmen, davalı tarafından çok sayıda lisanssız kullanıma izin verildiğini, bu kapsamda müvekkilinin FSEK 22. 24. ve 25. maddesi gereği eser sahipliğinden doğan hakların ihlal edildiğini, sözleşmenin tanımlar bölümünde kullanıcı sayısı lisansının, müvekkilin teslim etmiş olduğu modüllerin kaç kullanıcılı ortam lisansının verildiğini belirttiğini, bununda sistemde aktif olarak kayıtlı bulunan kullanıcıları ifade ettiğini ileri sürerek FSEK 68.maddesi uyarınca davalının müvekkiline ait programı lisanssız kullanmasından dolayı rayiç bedelin 3 katı maddi tazminatın tahsili ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 2002 yılından 2008 yılına kadar sözleşmelerde kullanıcı sayısının 300 olarak belirlendiğini, 2009 tarihli ve devamındaki sözleşmelerde ise kullanıcı sayısının belirtilmediğini, müvekkili davalı hastanenin davacının ... Hastane Yönetim Bilgi Sistemini, davacı tarafla yapılan sözleşmelere uygun olarak kullanıldığını, davacının programın kullanım hakkını 1997 yılında bedelsiz olarak taraflarına verdiğini ve Üniversitenin Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi davacı firma kontrol ve bilgisi dahilinde 2013 yılına kadar kullanıldığını, davacının sözleşme sona erdikten sonra işbu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, kullanıcı sayısı lisansının sistemde aynı anda aktif olan kullanıcı sayısını ifade ettiğini, davacının iddia ettiği gibi lisanssız kullanımın söz konusu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama konusu bilgisayar yazılımının eser niteliğinde bulunduğu, herhangi bir eser sahibine yer verilmeksizin günyüzüne çıktığı veya kamuya sunulduğu, şu hale göre eserle ilgili hakları kullanma yetkisinin davacı şirkete ait bulunduğu, davacının temsil ve umuma iletim haklarının ihlaline yönelik iddianın ispatlanamdığı, bilgisayar programının davalı kuruma ait bilgisayarlara davacının izniyle kurulduğu, dolayısıyla davalının yazılımı kullanma, çalıştırma ve görüntüleme hakkının olduğu, taraflar arasındaki 1997 ve 2002 yıllarına ait sözleşmelerde bilgisayar yazılımının kullanım hakkının 390 kullanıcı için devri, bakımı ve teknik desteği ile ilgili hükümlerin yer aldığı, sonraki yıllarda yapılan sözleşmelerin anılan yazılımın kullanımı ile ilgili destek ve teknik yardıma ilişkin olduğu ve programı kullanacak kişilerle ilgili bir sınırlandırma içermediği, 2002 yılından sonra yapılan sözleşmeler programla ilgili mali hakkın kullanım yetkisini değil, sadece bakım ve teknik desteğini içerdiği, programla ilgili mali hakkın kullanım yetkisinin devri yazılı olmayan sözleşme ile gerçekleştiği ve kullanıcı sayısının sınırlandırıldığına ilişkin bir emare de bulunmadığı, programın mali hakkının kullanılmasıyla ilgili olarak sözlü yapılan akdin 2002-2013 yılları arasında sorunsuz uygulandığı, taraflarca benimsenmiş ve doğurduğu borçlar itirazsız ifa edilmiş bir sözleşmenin sonradan şekle aykırılık oluşturduğunu ileri sürülmesinin iyiniyetli bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan, yazılımın davalı tarafından yalnızca 390 kullanıcı tarafından kullanılabileceği kabul olunsa bile bunun programa aynı anda bağlanarak hizmet alabilen kullanıcı sayısını ifade ettiği, yazılımın fiilen kullanıldığı dönemde sisteme aynı anda 390 kullanıcıdan fazlasının bağlanarak işlem yaptığına ilişkin bir tespit bulunmadığı, kaldı ki davacının davalı kurumun bilgisayarlarında yüklü bulunan yazılımı sürekli gözlemlediği, kullanıcı tanımlamalarının bir kısmını da kendisinin yaptığı, sözleşmeler devam ederken, iddiasına konu vakıayı tespit edip davalı kuruma bildirmesi gerekirken, sözleşmenin sona ermesinden sonra bu talebi ileri sürmesinin iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.