3. Hukuk Dairesi 2013/17501 E. , 2014/1983 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : AKŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2013
NUMARASI : 2013/30-2013/251
Taraflar arasında görülen itirazın iptali-manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, davacılardan A.. Ş.. adına kayıtlı ve bu kişinin sürücülüğünü yaptığı 06 ZPU 13 plakalı aracın yolda seyir halinde iken ansızın davalıya ait büyükbaş hayvanın yola çıkması ile davacıların bu hayvana çarpmak zorunda kaldıklarını, bu olayda davacıların hiçbir kusuru olmadığını, bu durumun trafik kazası tespit tutanağı ile sabit olduğunu, kazadan sonra Akşehir Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/16 D.iş sayılı dosyası üzerinden araçtaki hasara ilişkin delil tespiti yaptırdıklarını ve bu kapsamda bilirkişi raporu alındığını, buna göre araçta 4.209,00 TL kazadan meydana gelen zarar, 2.000 TL değer kaybı, 1.000 TL araçtan yoksun kalınması sebebi ile oluşan zarar ve 200 TL çekici masrafı olmak üzere toplam kaza nedeni ile 7.409 TL zarar meydana geldiği, bu nedenle Akşehir 2. İcra Dairesine 2012/1888 takip sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durduğunu, davacılardan Sibel"in kaza nedeni ile yaralandığını, tüm bu nedenlerle yapılan değişik iş delil tespiti dosyasındaki yargılama giderlerinin de hesaplanarak yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına, davacılardan Sibel lehine olay tarihi olan 27/10/2012 tarihinden sonra işleyecek yasal faizi ile birlikte 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, ayrıca davalı mallarına tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, trafik kazası tespit tutanağını kabul etmediğini, kendisinin bir kusuru olmadığını, davacıların araçla çarptığı ineğin tarafına ait olduğunu, sürüden ayrılan 9 inekten bir tanesinin yola çıktığını ve kazanın bu şekilde olduğunu, açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, itirazın iptali davası yönünden, 7.409 TL üzerinden takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına, manevi tazminat talebi yönünden ise 2.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK" nun 266 maddesi gereğince, "Mahkeme çözümü hukuk dışında özel ya da teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birini talebi üzerine ya da kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
Dosyanın incelenmesinden, mahkeme tarafından, tarafların kusur durumuna ilişkin olarak herhangi bir rapor alınmadan,tarafların kusur oranları belirlenmeden karar verilmiştir. Oysa ki, kusur tespiti, hakimlik mesleği dışında özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren bir mesele olup, maddi ve manevi tazminatın tutarının belirlenmesinde ön koşuldur.
Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek öncelikle konusunda uzman bilirkişi heyetinden, tarafların kusur oranlarını tespitine yönelik rapor alınıp, kusur oranlarının belirlenmesinden sonra, maddi ve manevi tazminat konusunda karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda; alacağın likit ve belirli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davanın aydınlatıldığı, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yanlış gerekçeler ile bu istemin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.