21. Hukuk Dairesi 2015/1263 E. , 2015/3602 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, emekli aylığının kesilmesine ve ödenen aylıkların istenmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 01/10/1999 tarihinde 3201 sayılı yasa kapsamında borçlanma yaparak yaşlılk aylığı almaya başlayan davacının SGDP"ye tabi çalışmasının bulunduğu gerekçesiyle ödenen yaşlılık aylıkların borç kaydedilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki kararı davalı Kurum tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, “3201 sayılı yasa kapsamında borçlanma yaptıktan sonra yaşlılık aylığı almaya başlayan kişilerin 5510 sayılı Yasa"nın 4/b (mülga 1479 sayılı Yasa) kapsamındaki çalışmalarının devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesine göre çalışmanın başladığı tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaları mümkün değildir. 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi 5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile değiştirilerek Yasa"nın yürürlüğe girdiği 19/06/2010 tarihinden itibaren Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiş ise de bu kuralın Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki uyuşmazlıklara uygulanması mümkün değildir. Bu durum Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/06/2012 tarih 2012/1-196 Esas 2012/396 Karar sayılı kararında da belirtilmektedir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 01/01/1999-18/06/2010 tarihleri arasında şirket ortaklığının devam ettiğini bildirmiş ve 01/01/2009-31/12/2009 tarihleri arasında SGDP ödemesi yapmış ise de davacının bu tarihlerdeki çalışmasının neye dayandığı konusunda bir araştırma yapılmamış ve davacının çalışmasının hangi tarihlerde devam ettiği net olarak tespit edilmemiştir.
Bu nedenle ilk olarak davacının çalışmasının hangi tarihlerde ne şekilde devam ettiği net şekilde tespit edilmeli ve davaya konu Kurum işleminde belirtilen tarihlerde çalıştığının tespit edilmesi halinde yukarıda bahsedilen hükümler çerçevesinde davanın reddine karar verilmelidir.” denilerek bozulmuştur.
Yerel Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı ve davalı Kurum tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin bozma ilamından sonra Hukuk Genel Kurulunun 30/04/2014 tarih 2013/21-1230 Esas ve 2014/552 Karar sayılı kararında;
“08.05.2008 tarihine kadar 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar sosyal güvenlik destek primine tabi olarak yaşlılık aylığı almakta ve aylık alanlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilmekte iken, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile aylık bağlananlardan; tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıklarının tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesileceği ve bunlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümlerinin uygulanamayacağı, diğer bir ifade ile bu kişilerin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek dahi çalışamayacakları yönünde düzenleme yapıldığı, 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle ise bu kez; Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanabileceği, diğer bir ifade ile; 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilmelerine imkan tanındığı anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde 5754 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile beraber, yine 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen ve 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7’inci maddesi ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.” hükmü öngörülmüş olup; anılan düzenleme ile 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, tahakkuk işlemleri devam edenlerin, tahakkuk eden borcu ödeyenlerin, borçlanılan süreyle birlikte aylık bağlanmış olanların, kazanılmış haklarının saklı olacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, anılan Geçici 7’inci madde hükmünün uygulanabilir olduğu durumlarda, sigortalı yönünden kazanılmış hakların korunması söz konusu olacağından, 3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde, 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile getirilen ve yukarıda belirtilen aleyhe değişikliklerin uygulanması mümkün olamayacaktır.
Sonuç olarak belirtilmelidir ki, 3201 sayılı Kanun"un Geçici 7. madddesi uyarınca 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, tahakkuk işlemleri devam edenlerin, tahakkuk eden borcu ödeyenlerin, borçlanılan süreyle birlikte aylık bağlanmış olanların, kazanılmış haklarının saklı olup, Geçici 7’inci madde hükmünün uygulanabilir olduğu durumlarda, sigortalı yönünden kazanılmış hakların korunması söz konusu olacağından, 3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde, 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile getirilen ve yukarıda belirtilen aleyhe değişikliklerin de uygulanması mümkün olmayacaktır.” denilmiştir.
Somut olayda; davacının 09/12/1987 tarihinde 3201 sayılı Kanun"dan yararlanarak borçlanma talebinde bulunduğu, 05/04/1988 tarihinde başvurusunun kabulü ile borç tahakkuku yapıldığı, davacının borçlanma talebinde bulunduğu tarihi ile borç tahakkuk tarihi dikkate alındığında; 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunması ve borç tahakkuku yapılması nedeniyle 3201 sayılı Kanun"un Geçici 7. madde kapsamında olduğu, dolayısıyla 5754 sayılı Kanun ile getirilen aleyhe düzenlemenin davacı hakkında uygulanamayacağı, Geçici 7. madde kapsamında davacının borçlanma ve sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya ilişkin kazanılmış haklarının korunması gerektiği kabul edilmelidir.
Yapılacak iş, Hukuk Genel Kurulunun 30/04/2014 tarih 2013/21-1230 Esas ve 2014/552 Karar sayılı ilamı ve 3201 sayılı Yasanın geçici 7. maddesi gereğince davacının borçlanma ve sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya ilişkin kazanılmış haklarının korunması gerektiğini göz önünde bulundurarak karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 26/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.