3. Hukuk Dairesi 2013/17487 E. , 2014/1989 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2008/285-2013/197
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin murisi İsmail Özcan"ın 24/06/2003 tarihinde tarlada ekin biçerken tarlanın üzerinden geçmekte olan elektrik telinin biçerdövere takılması sonucunda koptuğunu, aracın üzerine düşmesi nedeniyle de vefat ettiğini, murisin ölmesi nedeniyle mirasçı olarak üç kızını bıraktığını, yaşanan bu olay neticesinde davacıların çok üzüldüğünü, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2005/271 Esas sayılı dosyası ile ölüme sebebiyet vermekten dolayı açılan davanın halen derdest olduğunu, davalı T.. T.."ın bilirkişi raporuna göre 2/8 oranında kusurlu olduğunu, dava dışı Sakızköy Belediyesi"nin ise 4/8 oranında kusurlu olduğunu, bu yönden Sakızköy Belediye"si yönündeki davanın idare mahkemesinde açıldığını, müteveffanın tarlasının içinde mevcut bulunan 20 dönüm tarlasındaki 10 ton buğdayın da çıkan yangınla birlikte zarar gördüğünü, davacıların babalarının ölümleri nedeniyle baba desteğinden yoksun kaldığını, bu nedenlerle eşi Hafize için 15.000 TL, kızı Sibel için 5.000 TL, kızı Emel için 5.000 TL, kızı Özge için 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca eşi Hafize için 1.500 TL, kızı Sibel için 500 TL, kızı Emel için 500 TL, kızı Özge için 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve olayda çıkan yangın neticesinde 2000 TL buğdayın zarar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı idare savunmasında; BK 60. maddesi gereğince davacı tarafın 1 yıllık zaman aşımı süresinde davasını açmadığını, T.. T.."ın bu geçen enerji nakil hattı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin kusuru olmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının çok fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davalı idarenin kusursuz sorumluluğundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Yargılama sırasında mahkemece; tarafların kusur oranlarının tespiti amacı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bu kapsamda, Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, bu rapora göre davalı Ziya"nın % 25, davacıların murisinin % 10 ve davalı idarenin ise % 65 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Davacılar tarafından aynı eylem nedeni ile dava dışı belediye aleyhine İdare mahkemesinde, maddi ve manevi tazminat talepli dava açılmış ve bu davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen bu karar kesinleşmiştir. İdare mahkemesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı Ziya"nın 2/8, dava dışı belediyenin 4/8 ve davalı elektrik idaresinin ise 2/8 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Mahkeme tarafından, maddi tazminat hesabı konusunda dosya aktüerya bilirkişisine verilmiş, bilirkişi dosyadaki Adli Tıp raporundaki kusur oranları ile, İdare Mahkemesindeki kusur oranlarını harmanlayarak, dava dışı belediyenin %50, davacıların murisinin % 10 ve davalı elektrik idaresinin de % 40 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ve bu kusur oranlarına göre tazminat hesabı yapılmıştır.
Davalı elektrik idaresi son rapordaki % 40 oranındaki kusura itiraz ederek, birlikte kusurun % 65, dava dışı belediyenin kusurunun ise % 50 olup, belediyenin kusur oranının mahsup edilmesinden sonra bakiye % 15 oranındaki kusurun davalı idareye ait olduğunu belirtmiştir.
Mahkeme tarafından da, davalı elektrik idaresine % 15 kusur yüklenmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, hükme esas alınan kusur oranı hesabının doğru olmadığı, raporlar arası farklılıkların bulunduğu, bu hali ile verilen kararda isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, İdare Mahkemesinde hükme esas alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm raporlar dikkate alınarak, raporlar arasındaki çelişkinin ehil bilirkişilerden alınacak birleştirici rapor sonucunda varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.