3. Hukuk Dairesi 2013/17780 E. , 2014/2007 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2012/29-2013/422
Taraflar arasında görülen kişisel eşyaların iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Bakırköy 4.Aile Mahkemesinin 2011/364 sayılı dosyasında boşanma davasının devam ettiğini, davacının evden ayrılırken gerek şahsi eşyalarını gerekse de çeyizlerini ve ziynetlerini alamadan ayrılmak zorunda kaldığını, tarafların evlendiklerinde davacının ailesi tarafından çeyiz senedinde yazılı olan çeyiz eşyalarının alındığını ve bu eşyaların davalı tarafta kaldığını ayrıca davacıya düğünde takılan altınlardan bir kısmının bozdurulup 4 adet 22 ayar bilezik satın alındığını ve bu bilezikler ile 2 altın yüzüğün daha sonra iade edilmek üzere davalı tarafından bozdurulduğunu ancak tekrar iade edilmediğini, düğünde takılan 50 adet çeyrek altının da davalı tarafından alınıp iade edilmediğini ileri sürerek; belirtilen ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde dava tarihindeki bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı dilekçesinde; davacı ile boşanma aşamasında olduklarından Sivas"a gittiğini, kendisinin Sivas"ta bulunduğu zamanlarda davacının müşterek haneye gelerek, dava dilekçesinde bahsettiği eşyalarını alıp taşıdığını, ziynet eşyaları ile takılarını da davacının yanında götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının davacıyı evden kovduğu, dolayısıyla davacının tutanak ile tespit edilmiş çeyiz eşyalarını ve ziynet eşyalarını alamadan evden ayrılmış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı, düğünde takılan 50 adet çeyrek altının davalı tarafça kendisinden alınıp iade edilmediğini ileri sürmüş ve bu iddasını ispat etmek üzere tanık deliline dayanmıştır. Ancak dinlenen tüm davacı tanıklarının ifadelerine bakıldığında, talep ve dava konusu edilen çeyrek altınların sayısına yönelik olarak net bir beyanda bulunmadıkları sadece davacı tarafa düğünde takılan çeyrek altınlar ile paraları davalının annesinin aldığı yönünde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır.
Davalının dosyaya sunduğu temyiz dilekçesinde ise; iş kurmak amacıyla davacıdan 25 adet çeyrek altın aldığını bu nedenle davacı tarafa 25 adet çeyrek altın borcu bulunduğunu belirttiği görülmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
O halde mahkemece; davacı kadının düğünde takıldığını iddia ettiği çeyrek altınların 50 adet olduğuna ilişkin iddiasını tanık beyanları ile ispatlayamadığı, davalı tarafın da temyiz dilekçesinde davacıdan 25 adet çeyrek altını iş kurmak amacıyla alıp iade etmediğini belirttiği dikkate alınmak suretiyle ve bununla birlikte davacının davalı tarafından alınıp iade edilmediğini ispatlayamadığı 25 adet çeyrek altın yönünden de, ispat külfeti üzerine düşen davacı tarafa, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek hali nde temyiz edene iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.