20. Hukuk Dairesi 2016/2412 E. , 2017/7925 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi, davalı Hazine ve asli müdahil ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 107 ada 12 sayılı parsel, 108 ada 23 sayılı parsel ve 116 ada 5 sayılı parsel sırasıyla 407147,56 m2, 409958,99 m2 ve 36301,24 m2 yüzölçümleri ile hali arazi vasfıyla senetsizden Hazine adına tespit görmüşlerdir.
Davacı Orman Yönetimi 16.09.2008 tarihli dilekçesinde; ... köyünde orman kadastrosunun 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapıldığını, 107 ada 12, 108 ada 23, 27 ve 28, 116 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek Hazine ve ... aleyhine dava açmıştır.
Mahkemece dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlardan gerçek kişiler adına tesbit gören 108 ada 27 ve 28, 116 ada 3 ve 4 sayılı parsellere yönelik dava tefrik edilmiştir.
Asli müdahil ... vekilinin 05.03.2015 tarihli müdahillik dilekçesinde; dava konusu 108 ada 23 parsel sayılı taşınmazın irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla adına tescilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde dava konusu 107 ada 12, 108 ada 23 ve 116 ada 5 sayılı parseller yönünden davanın kabulüne kadastro tespitlerinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından aleyhlerine hükmedilen harç nedeniyle, davalı Hazine tarafından tüm parseller yönünden asli müdahil ... tarafından 108 ada 23 sayılı parsel yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Bu nedenle, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü
yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı) ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Asli müdahil ..."ün talep ettiği dava konusu 108 ada 23 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, fen ve ziraat mühendisleri aynı keşifte dinlenmeli, keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, uzman ziraat mühendisinden taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, gerçek kişiler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazın sınır olarak nasıl nitelendirildiği araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, gerçek kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi, davalı Hazine ve asli müdahil ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.