3. Hukuk Dairesi 2013/17828 E. , 2014/2050 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : VAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2012
NUMARASI : 2009/524-2012/182
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin oğlunun 17.05.2009 günü çobanlık yapmakta iken davalı şirkete ait orta gerilim hattını taşıyan demir direğe çıktığını ve akıma kapılarak vefat ettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.000 TL tazminatın (destekten yoksun kalma tazminatı, defin ve taziye giderleri) tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu olayda müvekkili olan şirketin hiçbir kusur, kabahat ya da ihmalinin olmadığını, davacıların murisinin kendi kusuru ve anne baba olarak davacıların bakım ve gözetim yükümlülüklerinin ihmali nedeniyle olayın gerçekleştiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 1.955,00 TL cenaze ve defin gideri ve 24.522,71 TL destekten yoksun kalma tazminatından taleple bağlı kalınarak, 6.045,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 8.000,00 TL"nin olay tarihi olan 17/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların destekten yoksun kalma tazminat talepleri yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 75 maddesine göre; Kanunun tayin eylediği istisnalardan başka hallerde hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya iddia sebeplerini re"sen nazarı dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz. Ancak müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında izahat isteyebilir. (6100 s. HMK"nun 31.md)
Somut olayda; davacı vekili dilekçesinin sonuç kısmında 8.000 TL maddi tazminat isteminde bulunmuş, açıklamalar kısmında ise parantez içinde maddi tazminatın destekten yoksun kalma tazminatı, defin ve taziye giderlerine ilişkin olduğunu belirtmiştir. Öncelikle mahkemece, HUMK"nun 75. maddesinden yararlanılıp her bir talep yönünden ve ayrıca her bir davacı yönünden ne miktarda istemde bulunulduğu açıklattırılıp o yönde inceleme yapılarak, belirecek sonuca göre hüküm verilmesi gerekirken, hüküm kısmında genel ifade ile 8.000 TL"nin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) HUMK"nun 275. ve takip eden maddeleri (HMK 266.md vd.) uyarınca, çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda, ihtisas sahibi kişilerin vereceği rapor esas alınarak hüküm kurulması gerekir. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda; yerel mahkeme, uyuşmazlığı çözmek için keşif yapmış ve bilirkişi heyet raporu almış alınan raporda davacıların 3/8, ölenin 3/8, davalı şirketin ise 2/8 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir. Mahkeme hakimi bilirkişi raporundaki belirlemelere katılmayarak kararın gerekçesinde neden rapora katılmadığını belirterek, kendini bilirkişi yerine koyarak davacıları 2/8, öleni 2/8, davalı şirketi 4/8 oranında kusurlu olarak belirlemiş ve buna göre istemi kısmen kabul etmiştir.
HUMK"un yukarıda anılan hükümleri gereğince; hakim, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, bilirkişi raporundaki eksiklik, belirsizlik, çelişki görmesi durumunda, bilirkişiden yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi gerek görürse yeni bilirkişi incelemesi de yaptırabilir. Hakimin uzman olmadığı konularda, bilirkişi raporuna aykırı karar vereceği durumlarda uzman olmadığnı gözeterek, bu raporu gerekçelendirip çürütmek yerine konunun uzmanlarına tekrar inceleme yaptırması gerekir. Bundan sonra hakim bu raporları değerlendirerek kendi vicdani kanaati ile bir sonuca varmalıdır. Somut olayda, hakimin hukuki bilgi ve tekniğinin dışında kalan elektrik direğinin mevzuata uygun olarak kurulup kurulmadığı ve buna göre belirlenecek kusur konusunda uzman bilirkişilerce yeniden inceleme yaptırmak veya ilk bilirkişiden ek rapor almak yerine kendini bilirkişi yerine koyarak kusuru belirlemesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.