3. Hukuk Dairesi 2020/9643 E. , 2021/830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3501 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, aralarında hukuki bir ilişki olmadığını, davalının icra takibinde kötü niyetli olduğunu belirterek, davalıya borcu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiş, 19.11.2015 tarihli ıslah beyanı ile alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmiştir.
Davalı; taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi gereğince uzunca süren ilişkiden kaynaklanan alacak bakiyesi kaldığını, davacının borcu ödemekten kaçındığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09.05.2019 tarihli ve 2017/8386 E., 2019/4368 K. sayılı ilamı ile; diğer temyiz itirazları incelenmeksizin gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; icra takibine konu borcun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak alacaklıya karşı herhangi bir nedenle borçlu olmadığı bildirilerek menfi tespit davası açılabilir. Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tesbit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40). Ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde ise borçlu, İİK"nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014 Sh 149).
Somut olayda; Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü"nün 2005/4340 Esas (yenilenerek 2014/3501 Esas) sayılı dosyası kapsamından, davalı tarafından davacı aleyhine 4.200,00 TL asıl alacak, 352,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.552,80 TL"nin tahsili için ilamsız icra takibine başlandığı, yenileme emrinin borçluya 24.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, takibe itiraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, mahkemece her ne kadar borcun zamanaşımına uğradığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; zamanaşımının bir hakkın varlığını ortadan kaldıran bir olgu olmayıp ancak istenebilirliğine engel oluşturduğu, bu bakımdan ancak süresinde ileri sürülmesi durumunda mahkemece göz önünde tutulabileceği hususu da dikkate alınarak, davacının borçlu olup olmadığı yönünde borcun esasına ilişkin inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.