22. Hukuk Dairesi 2017/13732 E. , 2018/16364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 31/07/2012- 15/02/2013 tarihleri arasında servis şoförü olarak çalıştığını, iş akdini işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ücreti ile aylık ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili çalışmaları için de geçerlidir.
Somut olayda, davacı 31.07.2012- 15.02.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde servis şoförü olarak çalışmış olup dava dilekçesinde haftanın yedi günü genel olarak sabah saat 08:00"den gece 24:00"e kadar çalıştığını, sadece yarım saat ara dinlenmesi yaptığını beyan etmiştir. Davacı tanıkları davacının bir gün çalışıp bir gün çalışmadığına dair beyanda bulunmuş, davalı tanıklarından ..., mesainin sabah 08.00 de başlayıp akşam 8.00-9.00 civarında sona erdiğine, bazen vardiyalı çalışıldığına, diğer davalı tanığı ..."de davacının sabah 10.00 gibi işe başladığına, akşam 7.00 gibi çıktığına dair beyanda bulunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının bir gün çalışıp bir gün çalışmadığını beyan ettikleri, buna göre davacının günde 12 saat çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenmesi düşülerek ve hafta tatili ücreti ayrıca hesaplandığından haftada 6 gün çalıştığı kabul edilerek haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır.
Mahkemece fazla çalışma alacağı konusunda çalışma düzeni yeterince aydınlatılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle tanık beyanları arasında işyerindeki çalışma düzeni konusunda çelişki bulunduğundan taraf tanıkları yeniden duruşmaya çağrılarak işyerindeki çalışma düzeni netleştirildikten ve davacı tanıklarından ... ile davacının birlikte çalıştıkları dönem belirlendikten sonra tanık beyanları yeniden değerlendirilerek davacının haftalık çalışma süresi tespit edilerek fazla çalışma ücreti alacağı talebi hakkında karar verilmelidir. Ayrıca bilirkişi raporunda fazla çalışma ücretinin hesaplanma şekli de hatalıdır. Davacının bir gün çalışıp bir gün çalışmadığının kabulü halinde haftada 6 gün çalıştığının tespiti ile hesaplama yapılması isabetsizdir.
Hafta tatili ve genel tatil ücreti alacakları yönünden de; yukarıda da belirtildiği üzere öncelikle davacının çalışma düzeni netleştirilmelidir. Şayet yeniden yapılan değerlendirme sonunda, davacının bir gün çalışıp bir gün dinlendiğinin kabul edilmesi halinde; 24 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde geçen çalışmalarda, davacının bir hafta 4 diğer hafta 3 gün çalışacağı haftanın diğer günlerinde çalışmayacağı, bu nedenle hafta tatili çalışması olamayacağının ve davacının birer gün ara ile çalıştığında ulusal bayram ve genel tatil günlerinin tamamında çalışamayacağının dikkate alınması gerekir.
Kabule göre de; davacının çalışma süresinde 11,5 gün ulusal bayram ve genel tatil günü olmasına rağmen 20,5 gün üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır.
3-Davacı dava dilekçesinde 100,00 TL olarak talep ettiği hafta tatili ve genel tatil alacak taleplerini 11.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile, hafta tatili ücreti talebini 965,84TL, genel tatil ücreti talebini de 242,78 TL olarak ıslah etmesine rağmen mahkemece talep aşılarak 643,95 TL Genel tatil ücreti, 1.439,76 TL hafta tatili ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
4-Belirtilmesi gereken diğer bir hususta, davalı cevap dilekçesi ile harcını yatırmak suretiyle karşı dava açarak davacıdan ihbar tazminatı talebin de bulunmuş ise de ; mahkemece davalı tarafından usulune uygun olarak açılmış bir karşı dava bulunmadığından bu konu açısından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yapılan yargılama sonunda davacının fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağına hükmedilmesine göre davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşılmakla, fesih haklı olduğundan karşı dava yönünden ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.