Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/10-581
Karar No: 2010/606
Karar Tarihi: 01.12.2010

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/10-581 Esas 2010/606 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2010/10-581 E.  ,  2010/606 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/05/2010
    NUMARASI : 2009/100-2010/352

    Taraflar arasındaki “Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 1. İş Mahkemesince 07.08.2003 gün 2003/156-592 günlü kararla kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21.06.2004 gün ve  2004/3024-5648 sayılı ilamı ile;
    (.... Dava dilekçesinin vakıalar kısmı ile davacı vekilinin 17.03.2003 günlü tavzih dilekçesi içeriği gözetildiğinde dava; davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 31.12.1995 tarihi itibarîyle sona erdiğinin ve buna bağlı olarak 31.12.1995 tarihinden başlayarak isteğe bağlı SSK sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece maddî anlamda kesin hükmün varlığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de; yeni açılan davaya karşı, o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğundan söz edilebilmesi için, eski dava ile yeni davanın; taraflarının, dava konularının, dava sebeplerinin (davanın dayanağı olan vakıaların) aynı olması gerekir.
    Somut olayda, sigortalı tarafından Bağ-Kur aleyhine açılarak kesinleşmiş bulunan önceki 2001/1317 Esas sayılı dava; davacının 01.11.1985 ile 31.12.1993 tarihleri arasında, Sosyal Sigortalar Kurumu’na tâbi zorunlu sigortalılık süresi dışında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkin bulunmakla; önceki kesinleşmiş dava ile sonraki davanın tarafları aynı ise de, dava konusu ve dava sebepleri birbirinden farklıdır.
    Hâl böyle olunca da, Mahkemece, işin esasına girilerek tarafların bu konuda gösterecekleri tüm deliller toplanıp irdelenerek sonucuna göre karar verilmeli, bu bağlamda yargılama sonucu verilecek kararın Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını da ilgilendirmesi nedeniyle bu Kurumu da davaya dahil etmesi için davacı vekiline mehil verilmelidir.
    Açıklanan maddî ve hukukî esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece 21.09.2004 tarihli ara kararı ile 1.11.1985-31.12.1993 dönemi için direnilmesine, 31.12.1993-31.12.1995 dönemi için uyulmasına karar verilmiş; ancak 13.12.2007 tarih ve 2004/1974 -2007/1214 sayılı kararıyla bu ayrımı yapmadan sonuçta davanın reddine karar vermiş; Daire bu kez 17.06.2008 gün ve 2008/3839- 8559 sayılı ilamla kararı direnmeye uygun karar verilmesi gereğine işaretle bozmuş;  mahkemece 18.11.2008 tarihinde bu karara uyularak 02.03.2009 gün ve 2008/1166-2009/298 sayılı kararla sigortalılığın 31.12.1995 tarihinde sona erdiğine karar verilmiş; bu karar da Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 28/5/2009 gün ve 2008/4485-2009/9433 sayılı ilamı ile kısmi direnme ve bozmaya uyulan kısımlar için ayrı ayrı karar vermek yerine yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığına işaretle usulden bozulmuş; mahkeme bu usulü bozmaya uymuş; sonuçta Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21.06.2004 gün ve 2004/3024-5648 yukarıya metni aynen alınan bozma ilamına karşı 07.08.2003 gün ve 2003/156-592 günlü ilk kararında kısmen direnmiş; kısmen de daha önceki hükümde yer almayan hususları karara bağlamıştır.
     
    TEMYİZ EDEN:  Davalı vekili     

       HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının 31.12.1995 tarihi itibariyle sona erdiğinin ve buna bağlı olarak 31.12.1995 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti istemine dairdir.
    Davacı vekili; müvekkilinin 01/11/1985 tarihinden 1995 yılının sonuna kadar  Bağ-Kur"a tabi çiftçilikle uğraştığını, 31/12/1995 tarihinden sonra isteğe bağlı sigortalılığa tabi olduğunu, davacının Bağ-Kur"a tabi olduğu dönemde bir kısım aktif sigortalılık hizmetleri  bulunduğundan Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiğini, bunun üzerine  müvekkilinin çakışan günleri hariç kalan Bağ-Kur tarım sigortalılığının  isteğe bağlı  sigortalılığa geçtiği tarih olan  31/12/1995 tarihine kadar geçerli sayılması için dava açıldığını, davanın kabulüne karar verildiği, ne var ki, kararın hüküm kısmında  müvekkilinin tarım sigortalılığının  SSK isteğe bağlı  sigortalılığa başladığı  31/12/1995 tarihine kadar geçerli olduğu belirtilmediğinden,  müvekkilinin sigortalılığının geçerli  sayılmasına rağmen  31/12/1995 tarihinden  sonraki SSK isteğe bağlı sigortalılığa tabi olduğu dönem için  yeni  bir çakışmanın ortaya çıktığını, davalı kurum tarafından  verilen kararda bu durumun açık olarak belli olmadığı  gerekçesi ile işlem  yapılmadığını ve müvekkilinin mağdur edildiğini belirterek  müvekkilinin tarım sigortalılığının;  çakışan kısımlar  hariç  01/11/1985 tarihinden  31/12/1995 tarihine kadar geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece verilen ilk kararda; daha önce davacının açtığı tespit davasının eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğu belirtilerek, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; bu kararın temyizi üzerine Özel Dairenin ilk bozma ilamında; önce görülen dava ile eldeki davanın konusu ve sebepleri farklı olması nedeniyle kesin hüküm oluşturmayacağından işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
    Mahkeme bozma üzerine yeniden yaptığı yargılama sırasında verdiği ara kararıyla;“1985-1993 dönemine ilişkin kesin hüküm olduğundan, bu dönem yönünden direnilmesine, 1993-1995 dönemi için bozmaya uyulmasına” karar vermesine rağmen, bu kararın hüküm kısmında; “Kurum işlemi yasal olduğundan davanın reddine” karar verilmiştir.
    Mahkemenin bu şekildeki ikinci kararı da Özel Dairece; mahkemece ara kararı ile kısmi uyma ve kısmi direnme kararı verilmesine karşılık, kurulan hükümde buna yer verilmediğinden usulünce hüküm kurulmadığı gerekçesi ile ikinci kez bozulmuştur.
    Mahkemece bu bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve kararın gerekçesinde “davacının tarım sigortalılığının çakışan dönemler hariç 01/11/1985-31/12/1995 tarihleri arasında  geçerli olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş” dendikten sonra, hüküm kısmında; “Davacının tarım sigortalılığının 31/12/1995 tarihinde sona ermesinin gerektiğinin tespitine” şeklinde hüküm kurulmuş ve bu kez de hükmüne uyulan bozma gereği dışına çıkılarak, direnme kısmına yer verilmemiştir.
    Bu kararın da temyizi üzerine Özel dairece karar bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen, gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle üçüncü kez bozulmuştur.
    Mahkemece, davalı kurumdan davacının 31/12/1995 tarihinden itibaren yatırmış olduğu SSK isteğe bağlı primlere ilişkin hizmet dökümü de getirtildikten sonra karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    I-Kararın direnmeye ilişkin (a) bendinde aynen; “…a)Davacının  01/11/1985-31/12/1993  tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ilişkin tespit kararının mahkememizin  2001/1317 esas ve  2002/278 karar sayılı kararı ile karar verilip bu karar kesinleştiğinden, bu dönem için mahkememizce verilen  07/08/2003  tarih  2003/156 esas ve  2003/592 karar sayılı kararında  direnilerek  bu dönem için  açılan davanın reddine” karar verilmiştir.
    Davacının eldeki davadan önce, Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2001/1317  esas sayılı dava dosyası ile davalı SGK Başkanlığı (Bağ-Kur Genel Müdürlüğü) aleyhine tespit davası açtığı, bu davada; 01/11/1985-31/12/1993 tarihleri arasında Bağ-Kur"a tabi çiftçilikle uğraştığını, davacının Tarım Bağ-Kur Sigortasına tabi olduğu dönemde bir kısım aktif sigortalılık hizmetleri  bulunduğundan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edilmesi nedeniyle çakışan günleri hariç tutularak, kalan Bağ-Kur tarım sigortalılığının  geçerli sayılmasını istediği; mahkemece “…davacının hizmet cetvelinde görülen  1985 yılından 41 gün, 1986 yılında  186 gün ve 1987 yılında  13 gün süre hariç  kalan  Bağ-Kur  tarım sigortalılığının  geçerli olduğunun tespitine…”  karar verildiği, verilen kararın davalı kurum vekili tarafından  temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin  20/05/2002  tarih 2002/3343-4647 esas ve karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği, ancak bu kararda 1995 sonrasına ilişkin bir tespit olmadığından davacının kararı istediği gibi infaz ettiremediği anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, 01/11/1985-31/12/1993 dönemi yönünden; aynı taraflar arasında dava konusu ve sebebi aynı olan bir dava görülüp kesinleştiğinden, Kayseri 1. İş Mahkemesinin 28/03/2002 gün ve  2001/1317  Esas, 2002/278 K. sayılı ilamının taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu belirgindir.
    Kesin hükmün varlığı kamu düzeni ile ilgili olup, herkes uymakla yükümlü olduğundan mahkemece bu dönem bakımından davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    II-Diğer taraftan kararın “b ve c” bentlerinde aynen;
    “b) Davacının 31/12/1993-31/12/1995 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine,
    c) Davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 31/12/1995 tarihinde sona erdiği  ve  31/12/1995 tarihinden sonra yapılan SSK isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine” 
    karar verilmiştir.
    Önceki kararda bu hükümler yer almamaktadır.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek, herhangi bir yeni delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemeli, önceki kurduğu ve Özel Dairenin incelemesinden geçmiş olan hüküm fıkrasını da aynen kurmalı, ilaveler, eksiltmeler yada değişiklikler yapmamış olmalıdır(HUMK.429 mad.).
    Diğer bir söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması, gerekçenin yada hüküm fıkrasının değiştirilmesi halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda ise; mahkemece, bozmadan sonra ve ondan esinlenilerek daha önce dosyada bulunmayan 1995 yılı ve sonrasını kapsayan prim döküm cetveli SSK Kayseri İl Müdürlüğünden celbedilmiş ve kararın gerekçesinde bu belgeye dayanılmış; sonuçta ilk kararında yer almayan hüküm fıkrasının (b) ve (c) bendlerine yer verilmiştir.
    Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; direnmeye esas önceki hükümde bulunmayan ancak direnme kararında yer verilen hüküm fıkrasının (b) ve (c) bentleri bakımından Özel Dairece inceleme yapılmadığı, ortada yeni bir hükmün varlığının söz konusu olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : 1- Yukarıda (I) bölümde açıklanan nedenlerle dava konusu edilen 1.11.1985- 31.12.1993 tarihleri arasındaki dönemle ilgili davanın reddi ile ilgili yerel mahkeme kararı yerinde olduğundan, davalı vekilinin kararın hüküm fıkrasının direnmeye ilişkin (a) bendine yönelik temyiz itirazlarının  reddi ile, bu kısmın ONANMASINA,
    2- (II) bölümde açıklanan  nedenlerle  31.12.1993- 31.12.1995 dönemine ait hüküm fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde yer alan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 01.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi