Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2842
Karar No: 2015/3959
Karar Tarihi: 24.02.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/2842 Esas 2015/3959 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/2842 E.  ,  2015/3959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, usta öğretici olarak 1987 yılından itibaren ayda 30 gün üzerinden çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    Davacı, davalı Milli Eğitim Bakanlığına Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde usta öğretici sıfatıyla hizmet akdine dayalı olarak çalıştığını belirterek, Kuruma bildirilen işe giriş ve çıkış tarihleri arasında her ay 30 gün çalıştığının tespitini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ve araştırma ile gidilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Somut olayda; Mahkemece 09.12.2009 tarihinde, 2008/591 E. - 2009/746 K. sayılı karar ile; “davacının ay içinde aldığı ek ders ücretleri prime esas günlük kazanç alt sınırına bölünerek, bulunan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dairemiz tarafından 12.04.2011 tarihinde, 2010/2720 E. - 2011/3447 K. sayılı ilam ile; “davacının günlük mesaisinin tamamını bu işe ayırıp ayırmadığını ve aynı işyerinde tam gün süreli çalışan emsal çalışanlarla aynı işi yapıp yapmadığını ya da tam gün süreli çalışan emsal çalışanlara göre önemli ölçüde daha az çalışıp çalışmadığını belirlemek için davalı işyerinden davacı adına düzenlenen ders programları, devam-devamsızlık çizelgesi ve kursa geliş ayrılış saatlerini gösterir belgelerin de getirtilerek, dosyada bulunan puantaj kayıtları ve ücret belgeleri ile birlikte değerlendirilmek suretiyle, okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak, davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediği, diğer bir anlatımla, bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediği saptanmalı, daha az saat derse girilen günlerde tam gün mesaisinin davalı işveren nezdinde geçtiği kabul edilemeyeceğine göre, 7,5 saatlik çalışmanın 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapılması gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu,” belirtilerek hükmün bozulduğu görülmüştür.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
    Bozmadan sonra, bozma ilamında belirtilen şekilde yazışmalar yapılmış, ilgili Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerinden bozma ilamında belirtilen evraklar getirtilmiş ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fiili çalışma günleri hesaplanırken, günde 6-7 saat girilen günler tam gün, daha az derse girilen günlerde 7,5 saatlik çalışmanın 1 gün kabul edilmek suretiyle hesaplama yapıldığı, saklama yükümlülüğünün sona ermesi nedeniyle evrak bulunmayan dönemler yönünden hesaplama yapılmadığı” görülmüştür.
    Buna göre; bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
    Uyulmasına karar verilen bozma ilamında açıkça, “davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediği, diğer bir anlatımla, bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediği saptanmalı, daha az saat derse girilen günlerde tam gün mesaisinin davalı işveren nezdinde geçtiği kabul edilemeyeceğine göre, 7,5 saatlik çalışmanın 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapılması gerektiği” belirtilmiştir. Buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyada mevcut belgelere göre davacının günlük 6-7 saat derse girdiği günlerin tam gün olarak kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
    Buna göre uyulmasına karar verilen bozma ilamından farklı bir hesaplama yöntemi ile hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olmuştur.
    Öte yandan, Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    İş bu davada, Mahkeme kararının gerekçe kısmında, “davacının davalı nezdindeki, giriş ve çıkış tarihleri arasında, bildirim yapılmış çalışmaları haricinde, günün asgari ücreti ile toplam 116 günlük hizmetinin tespiti ile ihtilaf dışı hizmetleri ile birleştirilmesine geriye kalan talebin ise reddi gerektiği” belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında, “daha önce bildirim yapılan davalı iş yerlerinde, giriş ve çıkış tarihleri aralarında, toplam; 195 gün süre ile günün asgari ücreti ile, hizmet akdine dayalı olarak çalışmış olduğunun tespitine karar verilerek, gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Bu durumda, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
    Ayrıca, HMK’nın 323. maddesi uyarınca yargılama giderleri; celse, karar ve ilam harçları, dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler, keşif giderleri, tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler, vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek
    - gündelik, yol ve konaklama giderleri, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti ve yargılama sırasında yapılan diğer giderlerden oluşur. Yargılama giderlerinden sorumluluk da HMK’nın 326. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir. HMK’nın 332. maddesi de; yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği, hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceği, mahkemece ilamın altına yazılacağı belirtilmiştir.
    Buna rağmen Mahkemece yazılı hükümlere aykırı olarak, yargılama giderlerinin hesaplama yöntemi ve dayanağı gösterilmeksizin iş bu dosyanın da içinde bulunduğu bir takım seri dosyanın tamamında her bir dosya için 200,00 TL yargılama gideri olduğu kabul edilerek bunun 125,00 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş, Dairemizin 12.04.2011 tarih, 2010/2720 E. - 2011/3447 K. sayılı ilamında belirtilen şekilde davacının 1 günlük mesaisinin tamamının davalı işyerine hasredilmediği zamanlar yönünden tam gün mesaisinin davalı işveren nezdinde geçtiği kabul edilemeyeceğini göz önünde bulundurarak, 7,5 saatlik çalışmanın 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapmak, yargılama giderlerinin hesaplama yöntemi ve dayanağını göstererek buna göre tarafların bu giderlerden sorumluluğunu belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi