HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulu’nun 14.04.2010 tarihli ve 2010/4-213/218 sayılı kararında “Davalı Ö.. D... "ün temyizi yönünden; Hukuk Genel Kurulu’nda ön sorun olarak davalı Ömer Döş’ün hükmü temyiz edip edemeyeceği hususunun görüşülmesi sonucunda;anılan davalı önceki hiçbir kararı temyiz etmemiş olduğundan, hakkında verilen kararın kesinleşmiş olduğu,direnme kararını temyizinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davalı Ö... D... Ün temyiz dilekçesinin oy birliği ile reddine karar verilmiştir.” Gerekçesiyle bu davalının temyiz dilekçesi reddedilmiştir.
Davalı Ö...D... Vekili bu kararın düzeltilmesini istemiş; önceki kararların müvekkiline tebliği gerçekleşmediği için temyiz edemediğini, tebliğ üzerine öğrenmekle hükmü temyizde yararlarının bulunduğunu ileri sürmüştür.
Bu nedenle öncelikle, yargılama sürecinin Davalı Ö... D... İle ilgili ayrıntılarının kısaca açıklanmasında yarar vardır:
Yerel Mahkemece,22.07.1998 tarihinde açılan asıl dava ve 09.01.2002 tarihinde açılan 2002/17 Esaslı birleşen birinci ek dava; davalılardan BADEŞ ve çalışanları yönünden kabul edilmiş; Avukat H... S... Tarafından temsil olunan davalılar Ö... D... , D... Giyim vs Ltd.Şti ile B... Vida vs.,Ltd.Şti. hakkındaki davalar ise reddedilmiştir. Karar davalılar BADEŞ ve çalışanları vekilince temyiz edilmiş olup, Özel Dairece diğer temyiz itirazlarının reddi ile; davalı Ö... D... ’ün de ceza davasında kusurlu bulunduğundan sorumluluğu yolunda hüküm kurulması gerektiği belirtilerek, hüküm sadece Ö... D... yönünden bozulmuştur.
Dosyaya sunulan vekaletname suretine göre, davalı Ö... D... 06.12.1995 tarihinde Avukat H... S... ’e vekaletname vermiştir.Mahkemece verilen 02.04.2003 tarih 461-262 Sayılı karar davalılar Ö... D... ,B... Vida ve D... Giyim Ltd.Şti.vekili olarak Avukat H... S..."e tebliğ edilmiştir. İlk bozma kapsamına göre davalılar D... Giyim ve B... Vida… Ltd.Şti. hakkında verilen red kararı kesinleşmiş olmakla Avukat H.... Sevinç’in davaya sadece davalı Ö... D... vekili olarak devam ettiği; çekildiği ya da azledildiğine ilişkin bir işlemin dosyaya yansımadığı anlaşılmaktadır. Ö... D... vekili olan Avukat H... S... Tebligata rağmen ilk bozma kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunmamıştır.
İlk bozma kararından sonra 30.05.2005 tarihinde 2005/210 Esas nolu birleşen ikinci ek dava açılmıştır. Birleşen bu davada davalı Ö... D... ’e tebligat yapılamamış ve 28.02.2006 tarihinde birleştirme kararı verilmiştir. Asıl davada ise, birleştirme kararından sonraki 15.03.2006 tarihli ve izleyen celselerde duruşmalara Ö... D... vekili olarak katılan A... H... S... , özellikle mahkemece 20.04.2006 tarihli celsede 2005/210 Esaslı birleşen davanın zapta geçirilmesine rağmen, birleşen davada davalı Ö... D... Ü temsil etmediğine dair mahkemeye bir bilgi vermediği gibi, birleşen dava üzerinden de temsilini sürdürmüştür.
Mahkemenin 02.11.2006 tarih ve 358-429 sayılı ikinci kararının Özel Dairece kısa karar gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle usulden bozulması üzerine verilen 18.11.2008 tarih ve 394-405 Sayılı üçüncü karar da davalı Ö... D .. Vekili olarak yine Avukat H... S... ’e tebliğ edilmiş, ancak bu kararlar hiçbir şekilde anılan davalı vekili tarafından temyiz edilmemiştir.
Öyle ki, adı geçen vekil, birleşen 2005/210 Esaslı davada yapılan tebligat ve vekillikle ilgili herhangi bir itirazı temyize konu etmediği gibi, birleşen davada davalı Ö... D.. "ün vekili olmadığı ve kararın anılan davalıya birleşen dava yönünden tebliğ edilmesi gerektiğine dair de mahkemeden herhangi bir istekte bulunmamıştır.
Mahkemece verilen 20.10.2009 tarih ve 280-368 sayılı direnme kararı ise daha önceki kararları temyiz etmeyen davalı Ö... D... Vekili Avukat H... S... Tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından adı geçenin önceki kararları temyiz etmemiş olduğundan direnme kararının temyizinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Açıklanan somut durum karşısında, dosyaların birleştirildiği aşamada ve özellikle duruşmada birleştirme hususunun açıklanmasına karşın vekilin, davalı Ö... D...’ün vekili olmadığı yönünde açıkça yapılmış bir itirazı ya da beyanı bulunmamakla bu aşamada birleşen dosyada kendisinin vekil olmadığı iddiasının dinlenmesine olanak bulunmadığı gibi, kendisini vekille temsil ettiren Ö... D.... ’ün önceki kararlardan haberdar olmadığı, usulünce tebligat yapılmadığı iddiaları da dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
Hukuk Genel Kurulunun temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararı açıklanan nedenlerle dosya kapsamına uygun ve yerindedir.
Hal böyle olunca, davalı Ö...D...vekilinin karar düzeltme isteminin de yukarıda ve Hukuk Genel Kurulu kararında açıklanan nedenlerle reddi gerekir.
SONUÇ: Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu ilamında ve yukarıda gösterilen gerektirici nedenlere göre, Davalı Ö... D... Vekilinin HUMK.nun 440.maddesinde yazılı sebeplerden hiç birisine dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme istemine ilişkin dilekçenin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 172.00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 15.12.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.