Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/9512
Karar No: 2018/16646
Karar Tarihi: 03.07.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/9512 Esas 2018/16646 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/9512 E.  ,  2018/16646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, 06.06.2011 tarihinde davalıya ait hastanede çalışmaya başlayan davacının 15.05.2013 tarihinden itibaren mazeretsiz olarak işe devam etmemek suretiyle iş sözleşmesini feshettiğini, daha sonra 15.06.2013 tarihinde yeniden işe başlayıp, 29.08.2013 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesini davacının feshettiği dikkate alındığında ve her iki dönem çalışması ayrı ayrı değerlendirildiğinde kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının kullanılmayan yıllık izninin bulunmadığını, tüm ücretlerin banka hesabına yatırıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Karar, yasal süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Taraflar arasında davacının çalışma süresinin belirlenmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına göre, davalı davacının 06.06.2011-15.05.2013 ve 15.06.2013-29.08.20013 tarihleri arasında kesintili olarak çalıştığını savunmuş, mahkemece davacının 06.06.2011-29.08.2013 tarihleri 2 yıl 1 ay 15 gün çalıştığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının dava edilen döneme ait Kuruma bildirilen gün sayısının 2 yıl 3 ay 18 gün olduğu, davacının 15.05.2013 tarihinde ... İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruda işten çıkış tarihinin 15.05.2013 tarih olduğunu beyan ettiği, Kurumca yapılan incelemede davacının 06.06.2011-07.06.2013 tarihleri arasında çalıştığının tespit edildiği, davacının iki dönem çalıştığı kabul edilse bile bu çalışmaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ne var ki, bilirkişinin çalışma süresini hangi şekilde belirleyerek 2 yıl 1 ay 15 gün olduğu sonucuna ulaştığı anlaşılamamaktadır. Davacının çalışma süresinin başlangıç ve bitiş tarihi belirli ise de, çalışmanın kesintili olarak görülüp görülmediği, kesintili olarak kabul edilmiş ise, kesinti döneminin başlangıç ve bitiş tarihinin hangi tarih olarak belirlendiği denetlenememektedir. Dosya kapsamındaki işe giriş ve işten ayrılma bildirgelerine göre davacının 07.06.2013 tarihinde işten ayrıldığı, 15.06.2013 tarihinde yeniden işe girdiği görülmektedir. Bununla birlikte, gerek davacı tarafından keşide edilen 15.05.2013 tarihli ihtarnamede, gerekse İş Kurumu’na sunulan şikayet dilekçesinde 15.05.2013 tarihinde iş sözleşmesini feshettiği ifade edilmiştir. Hal böyle iken, bilirkişinin davacının iki dönem çalışması bulunsa dahi, bu iki dönemin birleştirilmesi ve buna göre kıdem tazminatı hesaplanması gerektiğine yönelik değerlendirmesi yerinde ise de, çalışma süresinin dosyadaki tüm bilgi ve belgeler yeniden değerlendirilerek doğru şekilde belinlenmesi ve bu tespite yönelik gerekçenin de açık ve net bir şekilde ortaya konulması gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olmuştur.
    2-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının ödenmeyen ücret alacağı noktasındadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davaya konu ödeme emrinde 2013 yılı Nisan Mayıs Haziran Temmuz ve Ağustos aylarına ait ücretlerin tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, davacının aylık net ücretinin 1.500,00 TL olduğu, beş aylık ücret alacağının ödenmediğinin banka kayıtları ile de sabit olduğu gerekçesiyle ücret alacağına yönelik itirazın iptaline karar verilmiştir. Ancak, bozma kararının bir numaralı bendinde de belirtildiği gibi, davacının çalışma süresine yönelik uyuşmazlık giderilmemiştir. Davacı asil ücret alacağı konusunda yemin eda etmiş olup, yemininde, en son üç dört aylık ücret alacağını tahsil edemediğini ancak net rakamı bilemediğini ifade etmiştir. Davalı tarafça, davacının 15.05.2013 tarihinde iş sözleşmesini feshettiği 15.06.2013 tarihinde yeniden işe başladığı ileri sürülmüş olup, dosya kapsamına göre çalışma süresine yönelik uyuşmazlık giderilmeden davacının anılan dönemde kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilerek beş aylık ücret alacağı bulunduğu sonucuna varılması hatalıdır. Aynı şekilde, iş sözleşmesinin 29.08.2013 tarihinde sona erdiği dosya kapsamı ile sabit olmasına rağmen, ağustos ayı ücretinin otuz gün üzerinden belirlenmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
    3-İcra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, mahkemece kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ödenmeyen ücret alacağına ilişkin itirazın iptali davasında, davalı işverenin borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde sebeplerini açıkça belirtmesi gerektiği, ayrıca 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işverenin belge düzenlemek ile yükümlü olması sebebiyle alacak kalemlerine ilişkin unsurları bilmesi gerektiği gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Ancak, taraflar arasında davacının çalışma süresi üzerinde uyuşmazlık bulunması sebebiyle, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının yargılamayı gerektirdiği açıktır. Aynı şekilde taraflar arasında davacının ödenmeyen ücret alacağı ile ilgili uyuşmazlık bulunmakta olup; bizzat davacı asilin, ödenmeyen ücret alacağının miktarını bilmediğine yönelik beyanı dikkate alındığında, ücret alacağı yönünden de alacağın likit olduğu söylenemez. Hal böyle iken, icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
    4-Kabule göre de, yıllık izin ücret alacağı yönünden hükmedilen alacağın brüt mü yoksa net mi olduğunun kararda belirtilmemesi, ayrıca yıllık izin alacağına uygulanabilecek faiz yasal faiz iken, en yüksek mevduat faizine hükmedilmiş olması ayrı bir bozma sebebidir.
    Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi