22. Hukuk Dairesi 2018/6383 E. , 2018/16687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işveren nezdinde 22/03/2001-08/03/2012 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, hafta tatili yapmadığını, sürekli fazla mesai yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ileri sürerek, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiş olup, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2015/5780 esas ve 2016/4672 karar sayılı ilamı ile eksik inceleme ile davacının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edildiği, mahkemece işverenden davacının fazla mesai yapmasına sebep olduğunu iddia ettiği promosyon ve kampanya dönemleri ile, envanter sayımları ve genel müdürlük denetimlerinin ne kadar sıklıkla yapıldığının sorularak, davacının tüm tanıklarının, gerekirse dinlenenlerinin de yeniden dinlenerek çalışma sisteminin ve mesailerin detaylıca açıklattırılarak ve yeniden rapor aldırarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, bozma ilamı doğrultusunda, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının ücret alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"ndan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu"nda ücret alacaklarıyla ilgi olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı Kanun"un 32/8. maddesinde işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak, bu kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklarının, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 126/1. maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olacağı tartışmasız öğreti ve uygulama tarafından kabul edilmiştir. Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları da geniş anlamda ücret alacağı niteliğinde olup, beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine göre, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı Kanun"un 316. ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak, 6100 sayılı Kanun"un yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak, 6100 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Kanun"un 141/2. maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
Mülga 1086 sayılı Kanun yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Kanun"un uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla, 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Somut olayda, dava dilekçesi davalıya 11.07.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, talep üzerine davalıya mahkemece 24.07.2012 tarihinde cevap dilekçesini sunmak üzere iki haftalık ek süre verilmiş olup, davalı tarafından 07.08.2012 tarihinde cevap dilekçesi ibraz edilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmamıştır. Ancak, davalı vekili, 18.09.2013 havale tarihli dilekçesi ile savunmalarını zamanaşımı itirazı yönünden ıslah ettiklerini bildirmiştir. Öte yandan, ıslahın hükme bağlandığı 6100 sayılı Kanun"un 176. vd. maddelerinde ıslahın harca tabi olduğuna ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Ayrıca, dava konusu alacak miktarlarının arttırılması da söz konusu değildir. Bu durumda, mahkemece karar gerekçesinde, cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle ileri sürülen zamanaşımı defi hiç tartışılmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.