Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3393
Karar No: 2015/4096
Karar Tarihi: 03.03.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/3393 Esas 2015/4096 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/3393 E.  ,  2015/4096 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, 07/11/1977 tarihinde 1 (bir) gün süreyle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 07/11/1977 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, doğum tarihi 15/11/1965 olan davacının, sigortalılığının başladığını iddia ettiği 07/11/1977 tarihi itibari ile 12 yaşında olduğu,"..." adresinde faaliyet gösteren "... Mad. Eşya Fab." isimli işyerinde 07/11/1977 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin, işverence davalı Kuruma ibraz edildiği, ancak dosyada mevcut olan ve davalı Kurum kayıtlarına geçen işe giriş bildirgesi üzerinde davalı Kuruma ibraz tarihinin bulunmadığı, davacıya ait ... hizmet cetveli incelendiğinde, ilk sigorta prim ödemesinin 01/09/1988 tarihinde başka bir işveren tarafından yapıldığı, öncesinde sigorta prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmış, davacının tespitini talep ettiği tarih itibari ile 1977 yılı 4. dönemine ait sigorta prim bordrosunun bulunmadığı, işverene ait sözkonusu işyerinin, 13/09/1976-30/06/1982 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu tespit edilmiş, mahkemece yaptırılan komşu işyeri araştırması neticesinde düzenlenen 10/05/2013 tarihli kolluk tutanağında, adı geçen işverene ait işyeri adresine gidildiğinde, davacıyı ve belirtilen işyerini bilenin olmadığı bildirilmiş, bildirgede yazılı işyeri adresi ve 07/11/1977 olan işe giriş tarihi itibari ile davalı Kurum"dan , Belediye Başkanlığı ve ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü"nden işyerine komşu işyerlerinin ve komşu işyeri bordro tanıklarının araştırılmadığı belirlenmiştir. Davacının gösterdiği tanık Mahmut İsmail Üçkan alınan beyanında, davacı ile aynı işyerinde 1977 yılı sonlarına doğru çalışmaya başladığını, davacının, kendisinden önce işe girdiğini, davacının pres ve giyotun işinde çalıştığını, kendisinin de aynı işi yaptığını, yaptıkları iş karşılığında asgari ücret aldıklarını bildirmiş olup, davacı tanığının hizmet cetveli ve işe giriş bildirgelerinin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.İşe giriş bildirgesi üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının bilirkişi marifeti ile incelenmediği, sigorta giriş bildirgesi ile davacıya verilen sigorta sicil numarasının o yılın serilerinden olup olmadığının davalı Kurumdan sorulmadığı belirlenmiştir.
    Bu davada çözümlenmesi gereken hukuki sorun, davacının, sigortalılık başlangıcının tespitini talep ettiği tarih itibari ile 12 yaşında olduğu da dikkate alındığında; işveren ile arasındaki ilişkinin çıraklık ilişkisinden mi, yoksa üretime yönelik hizmet akti ilişkisinden mi kaynaklandığı hususu ile fiili çalışma olgusunun ispatı noktasında toplanmaktadır.
    Çıraklık Kanunu"na göre kurulan çıraklık okullarında okuyanlar çırak sayılmaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliğini belirlemede, bir başka ifade ile davacının dava konusu dönemde çırak olup olmadığına karar verirken çıraklık sözleşmesi hükümlerine göre değil, çalışma ilişkisine bakarak bir sonuca varmalıdır. Gerçekten Çıraklık Sözleşmesinde akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma değil, bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyor ise bu durumda, çıraklık ilişkisinden söz edilemez. Zira burada gerçekleşen; işçinin emeğiyle işyeri ve işverene katkıda bulunmasıdır ki bu da ancak bir hizmet ilişkisi ile söz konusu olur. Kişi Kurumca çırak olarak bildirilmiş ise, çırak olmadığını ispat külfeti kişiye düşer. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği tespit edilirken, işyerinde çırak olarak çalışmakta olan kişinin, 19 yaşından gün almaya başladığı tarihten itibaren çalışmasına çırak olarak mı yoksa diğer kadrolu işçiler gibi üretime yönelik mi devam ettiğinin tespiti yönünden de “çalışma ilişkisine ve biçimine” bakmak gerekmektedir.
    506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Öte yandan 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlayacağı, bu tarihten önceki süreler için ödenen malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayısı hesabına ekleneceği bildirilmiştir. Aynı Yasa"nın Geçici 54. maddesi "01.04.1981 tarihinden önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 506 sayılı Yasanın 60/G maddesi hükmü uygulanmaz" hükmü amirdir.
    Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp, ilgili ... İl Müdürlüğünden, Belediye Başkanlığından, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü"nden, ayrıca zabıta marifetiyle işyerine, "..." adresi ve 07/11/1977 tarihi itibari ile komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; davacı işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyeceğinden davacının çalışmalarının tüm sigorta kollarına tabi olduğunu kabul etmek, adı geçen işyerinde, Vergi Dairesince ve davalı ... tarafından denetim yapılmış ise düzenlenen denetim tutanaklarını istemek, davalı Kurumdan davacı hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesinin aslı ile davacının mukayeseye uygun imza örnekleri temin edilip, mahkeme huzurunda imza ve yazı örnekleri de alınarak bildirge üzerinde bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacı ile bilirkişi incelemesi yaptırmak, ayrıca davacının ilk işe giriş bildirgesi ile kullanmaya başladığı sigorta sicil numarasının o yılın(1977 yılı) serilerinden olup olmadığını davalı Kurumdan sormak, davacının tanık olarak gösterdiği Mahmut İsmail Üçkan"a ait hizmet cetveli ile bütün işe giriş bildirgelerini davalı Kurumdan temin etmek sureti ile beyanlarının doğruluğunu denetlemek, ayrıca davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihte başlayacağı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi