Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3415
Karar No: 2015/4097
Karar Tarihi: 03.03.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/3415 Esas 2015/4097 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/3415 E.  ,  2015/4097 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 10/11/1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 10/11/1986 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının iddia olunan tarihte 18 yaşından küçük olduğu 506 sayılı Yasanın 60-G fıkrası uyarınca talebinin kabulünün mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 12/03/1969 doğumlu olan davacının, tespitini talep ettiği 10/11/1986 tarihi itibari ile 17 yaşında olduğu, ".../..." adresinde faaliyet gösteren ...isimli işverene ait işyerinde 10/11/1986 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin, adı geçen işverence davalı Kuruma 26/11/1986 tarihinde ibraz edildiği ve davacıya ait ... hizmet cetveli incelendiğinde, ilk sigorta prim ödemesinin 18/10/1999 tarihinde başka bir işverence yapıldığı, öncesinde sigorta prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmış, sözkonusu işyerinin 10/04/1986-30/08/1986 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında olduğu, işverence davalı Kuruma dönem bordrosu ibraz edilmediği tespit edilmiş olup, mahkemesince adı geçen işyerinin, işe girildiği iddia edilen tarihte 506 sayılı Yasa kapsamında olmadığı dikkate alınarak işyerine ait vergi kayıtlarının istenmediği, kolluk marifeti ile ayrıca ..., Belediye ve Vergi Dairesi nezdinde komşu işyeri araştırması yapılmadığı, davacıya verilen sigorta sicil numarasının o yılın serilerinden olup olmadığının davalı Kurumdan sorulmadığı, işe giriş bilidrgesi üzerindeki fotoğraf ve imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacı ile davacının mukayeseye uygun imza ve fotoğraflarının temin edilerek bilirkişi marifeti ile

    inceleme yaptırılmadığı anlaşılmış; mahkemesince başkaca araştırma yapılmaksızın, davacının iddia olunun tarihte 18 yaşından küçük olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği belirlenmiştir. Bu haliyle dava dosyasındaki uyuşmazlık, 506 sayılı Yasanın 60/G maddesinin somut olaya ne şekilde uygulanacağı ile fiili çalışma olgusunun yöntemince araştırılmış olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlayacağı, bu tarihten önceki süreler için ödenen malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayısı hesabına ekleneceği bildirilmiştir. Aynı Yasa"nın Geçici 54. maddesi "01.04.1981 tarihinden önce malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 506 sayılı Yasanın 60/G maddesi hükmü uygulanmaz" hükmü amirdir.
    Öte yandan, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları(sigortalılık başlangıcının tespiti davaları) için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Gerçekten; 506 sayılı ... Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayıortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile ... Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Somut olayda, Mahkemece, davacının iddia olunan tarihte 18 yaşından küçük olmasının 506 sayılı Yasa"nın 60/G fıkrası uyarınca sigortalılık başlangıcının tespitine engel teşkil etmediğine, 18 yaşından küçük olup, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi çalışanların, sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlatılacağına; ödenen


    malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin prim ödeme gün sayısı hesabına ekleneceğine ilişkin emredici hükmün varlığına rağmen, davacının iddia olunan tarihte 18 yaşından küçük olması gerekçe gösterilerek, ayrıca eylemli çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmaksızın, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp, ".../..." adresinde faaliyet gösteren "..." isimli işverene ait davalı Kurum sicil dosyasını ve ilgili Vergi Dairesinden vergi kayıtlarını istemek, ilgili ... İl Müdürlüğünden, Belediye Başkanlığından, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü"nden, ayrıca zabıta marifetiyle adı geçen işyerine, 10/11/1986 tarihi itibari ile komşu olan diğer işyerlerinin ve bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin hem ilgili Kurumlar nezdindeki kayıtları üzerinden hem de mahallinde titizlikle araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, adı geçen işyerinde, Vergi Dairesince ve davalı ... tarafından denetim yapılmış ise düzenlenen denetim tutanaklarını istemek, davalı Kurumdan davacı hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesinin aslı ile davacının mukayeseye uygun imza ve fotoğraf örnekleri temin edilip, mahkeme huzurunda imza ve yazı örnekleri de alınarak bildirge üzerinde bulunan fotoğraf ve imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacı ile bilirkişi incelemesi yaptırmak, ayrıca davacının ilk işe giriş bildirgesi ile kullanmaya başladığı sigorta sicil numarasının o yılın(1986 yılı) serilerinden olup olmadığını davalı Kurumdan sormak, ayrıca davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşını doldurduğu tarihte başlayacağı hususu da dikkate alınarak gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi