3. Hukuk Dairesi 2020/12225 E. , 2021/850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında 17/08/2005 tarihli ve 01/10/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri düzenlendiğini, kira sözleşmelerine aykırı olarak davalı tarafından kiralananın devredildiğini belirterek akde aykırılık nedeniyle kira sözleşmesinin feshine ve tahliyeye karar verilmesini istemiştir
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu kiralananın deniz kenarında bir çay bahçesi olup, çatılı bir işyeri mahiyetinde olmadığı, bu sebeple davacı kiraya verenin ihtar zorunluluğu bulunmadığı, kira sözleşmesindeki devir yasağına aykırı hareket ederek kira sözleşmesini devreden davalının TBK"nın 316. maddesi gereği akde aykırı davrandığı belirtilerek davanın kabulü ile kiralananın, kiraya verenin iradesi dışında üçüncü kişiye devredilmiş olması sebebiyle taraflar arasındaki kira sözleşmesinin feshine, davalının dava konusu kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 28/11/2017 tarih 2017/5968 Esas 2017/16620 Karar sayılı ilamı ile " Dosya kapsamından kiralananın baskın vasfı net olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak kiralananın arsa olan kısımları ile çatılı olan kısımlarının tespiti ile baskın vasfı tespit edilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ya da genel hükümlerine tabi olup olmayacağı belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile kira sözleşmesinin feshine, davalının dava konusu kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, TBK"nın 316. maddesi gereği akde aykırılık nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
Davalı vekili tarafından 05/03/2020 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi gönderilmiş, Mahkemece mazeretin kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen tahkikat duruşmasının bittiği bildirilerek, davalının yokluğunda karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflara tebligat yapılmasını düzenleyen 6100 sayılı HMK"nin 27. (1086 sayılı HUMK’un 73.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan "Hukuki Dinlenme Hakkı" Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde açıklanan adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Mahkeme, kural olarak tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.
Mahkemece davalı vekilinin mazeretinin kabul edilmiş olmasına göre, yeni bir duruşma günü tayin ederek, vekile duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekirken, yokluğunda karar verilerek hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.