Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/33031
Karar No: 2018/16824
Karar Tarihi: 04.07.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/33031 Esas 2018/16824 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/33031 E.  ,  2018/16824 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından 28.02.2012 tarihinde haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, şirketin..."dak işleri azalınca araçların ... bölgesine çekme kararı alındığını, bunun üzerine davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve karşılığının ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışma yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Somut olayda, fazla çalışma ücreti alacağı davacı tanıklarının anlatımlarından hareketle haftada onbeş saat için hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğine göre davacının ... arasında tankerle asit taşıdığı anlaşılmaktadır. Davacının sefer yaptığı güzergahın gidiş geliş mesafesi, yükleme ve boşaltma süreleri ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde günlük ara dinleme süreleri hariç ... saat çalıştığının kabul edilmesi dosya içeriğine uygun düşecektir. Buna göre davacının haftada altı gün, toplam ellidört saat çalışarak ... saat ; hafta tatillerinde çalıştığında ise yedibuçuk saatin üzerinde birbuçuk saat fazla çalışmanın ilavesi ile haftada onbuçuk saat fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Anılan alacağın bu kabule göre hesaplanarak hüküm altına alınması için hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusundadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinin ilk fıkrasına göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Yasada ücretin eklerinin neler olduğu müstakilen düzenlenmemiş olmakla birlikte, değinilen maddenin ikinci fıkrasındaki “…banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının..” ibaresi gereğince, ücretin yanı sıra prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörüldüğünden, “prim” ve “ikramiye” ücretin eki olarak İş Kanununda ifadesini bulmuştur.
    Asgari geçim indirimi, bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Asgari geçim indirimi, bir kimsenin vergi ödeme gücünün ancak, o kimsenin fizyolojik varlığını sürdürebilecek gerekli vasıtalar sağlandıktan sonra söz konusu olabileceği noktasından hareket ederek vergilendirmede sosyal adaleti sağlama amacına yönelik olarak ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda asgari geçim indirimi, işçiye işveren tarafından sağlanan nakdi bir yardım olarak kabul edilemez. Bu nedenle ücretin eki değildir. Ücret olarak nitelendirilemeyeceğinden tazminat ve işçilik alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
    Dosya içeriğine göre davacı net 1.000,00 TL ücretle çalıştığını iddia etmiştir. Davalı asgari ücret karşılığında çalıştığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık anlatımlarına göre davacının temel ücretinin aylık net 950,00 TL olduğu, ilaveten ... ve yemek ücreti karşılığı harcırahla çalıştığı kabul edilmiştir. Hesaplama sırasında asgari geçim indiriminin belirlenen temel ücrete dahil olduğu kabul edilerek 950,00 TL"den mahsup edilmiştir. Buna göre davacının aylık net 870,21 TL temel ücretle çalıştığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Ancak, asgari geçim indirimi ücretin eki değildir. Ücret olarak nitelendirilemeyeceğinden tespit edilen temel ücretten mahsup edilerek karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.07.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi