3. Hukuk Dairesi 2014/762 E. , 2014/2583 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2012/51-2013/5
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kurum tarafından davacı aleyhine kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk edilerek para cezası kesildiğini, davalı kurum ile davacı arasında akdedilen elektrik satışına ilişkin sözleşme uyarınca, davacının işyerinde elektrik kullandığı, 07/07/2010 son ödeme tarihli 46.192,00 TL kaçak tahakkuku ve 28.760,00 TL kaçak ek tahakkuku ile 01/07/2011 tarihli son ödeme tarihi olan 1.540,20 TL bedelli ve 14/02/2010 son ödeme tarihli 6.928,90 TL kaçak tahakkuku ile 11.184,10 TL kaçak ek tahakkuku ile müvekkiline borç çıkarıldığını, toplamda müvekkiline 94.515,00 TL kaçak tahakkuku çıkarıldığını, sayaç üzerinde fiziki müdahale konusunda davacı şirket yetkililerinin herhangi bir bilgisi olmadığı gibi, davacı şirket yetkilisinin kaçak elektrik kullanımı yönünde hiçbir düşüncesi ve iradesi mevcut olmadığını, sayacın arızalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı kalması kaydıyla müvekkili aleyhine hükmedilen kaçak ve ek kaçak tahakkuklarının sonucu ortaya çıkan asıl alacak ve ferilerinin yasal dayanağı ve sözleşmesel ilişki yokluğu nedeniyle iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu sayaca ait akım ve gerilim uçlarının ters bağlanması sonucunda sayacın eksik değer kaydetmesi sağlanarak ölçü sistemine sayaca müdahale edilerek kaçak elektrik kullanıldığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, davacı tarafa yetkili makamlarca işlem yapıldığını, dava konusu olay ile ilgili sayaç üzerinde yapılan teknik inceleme raporu sonucunda sayaca yapılan müdahalenin tespit edildiği gerçeğinin sübut bulacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıya ait 70174268 nolu sayacın akım ve gerilim bağlantılarının ters bağlanması sonucu 2/3 oranında eksik tüketim yazıldığı, 73015542 nolu sayacın ise 1/3 oranında eksik kayıt yaptığı tutulan kaçak tespit tutanağının doğru olduğu, ancak tahakkuk ettirilen bedellerin usulüne uygun olarak hesaplanmadığının anlaşıldığı belirtilerek, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davacının, 31/05/2010 tarih ve 5096 nolu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı gereğince 21.435,93 TL ve 03/12/2010 tarih ve 12941 nolu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı gereğince 8.080,39 TL olmak üzere toplam 29.516,32 TL davalıya borçlu olup; toplam 94.515,00 TL borcun 64.998,68 TL"sinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 31.05.2010 tarihli kaçak tespit tutanağı gereğince davacının kaçak bedeli ve kaçak ek tahakkuk bedeli olarak toplam 21.435,93TL borçlu olduğu, 03.12.2010 tarihli kaçak tespit tutanağı gereğince kaçak bedeli ve kaçak ek tahakkuk bedeli olarak toplam 8.080,39 TL borçlu olduğu, 01.06.2010 tarihli kaçak tespit tutanağının ise 31.05.2010 tarihli kaçak tutanağına ait hesap yapılırken ertesi gün sayacın söküm endeksi dikkate alındığında bir günlük tüketimin hesaplanmış olduğu, bu tutanağın dikkate alınmaması gerektiği tespit edilmiştir.
Davalı vekili tarafından, dava konusu sayacın ölçü panosuna 31.05.2010, 13.10.2010 ve 13.12.2010 tarihlerinde müdahale edildiğini, 23.10.2009 ile 02.04.2010 tarihli 28.670 TL ek kaçak tutarının bilirkişi tarafından irdelenmediği, bilirkişi tarafından dikkate alınmayacağı belirtilerek, irdelenmeyen 01.06.2010 tarihli kaçak tespit tutanağına istinaden düzenlenen kaçak ek tahakkukunun 01.06.2010-05.10.2010 tarihleri arasındaki döneme ait olduğunu, davalı kurum ile bilirkişi tarafından hesaplanan bedeller arasında fahiş fark olduğu,.. vb şeklindeki beyanlarla bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, davalı vekilinin itirazı değerlendirilmeden itiraza uğrayan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir.
Bilirkişi raporunda dava konusu yapılan kaçak tahakkuklarının ve kaçak ek tahakkuklarının tümünün değerlendirmeye alınıp alınmadığı anlaşılamamaktadır. Hükme esas alınan bu rapor; taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözecek nitelikte somut veriler içermemekte; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde gerekçe ihtiva etmemektedir.
Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK"nun 279/2. maddesi gereğince; bilirkişi raporu Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Diğer taraftan davalı vekili rapora itiraz etmiş ancak mahkemece davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı dikkate alınmamış, itiraz karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedeli ve kaçak ek tahakkuk bedelinin, tutanakların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda tahakkuk ve ek tahakkuklar da tek tek değerlendirilerek denetime elverişli rapor alınması, davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.