4. Hukuk Dairesi 2014/6147 E. , 2014/7260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/02/2014
NUMARASI : 2014/7-2014/46
Davacılar A.. K.. vd. vekili Avukat A.A.r A. tarafından, davalı D.. A.. aleyhine 22/10/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalıya ait televizyon kanalında yapılan canlı yayında kişilik haklarına tecavüz oluşturduğu ileri sürülen sözlerin dava dışı Torun (Y..) K... tarafından sarf edildiği, programın canlı olarak yayınlanması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin ilk karar, davacılar tarafından temyiz edilmiş, dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda ise 08/10/2013 tarih 2012/18461 Esas, 2013/16012 Karar sayılı karar ile “6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 18/6 maddesine göre "gerçek ve tüzel kişilerin kişilik haklarını ihlal eden yayın hizmetlerinden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı medya hizmet sağlayıcı kuruluş ile birlikte programın yapımcısı müştereken ve müteselsilen sorumludur..." Doktrinde madde metnine göre yayıncı kuruluşların adam çalıştıranın sorumluluğu esasıyla sorumlu tutulduğu, bu itibarla yayıncı Gerçek veya tüzel kişilerin kusursuz sorumluluk ilkesiyle sorumlu olacağı ve ancak haber yapan veya oturumu yönetenlerin ise eyleme dayalı olarak kusur sorumluluğuyla sorumlu tutulacağı kabul edilmektedir. 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu 28. madde ile de adam çalıştıranın sorumluluğu ilkelerine göre düzenleme öngörülmektedir. Somut olayda canlı yayın nedeniyle zarar görüldüğü ileri sürüldüğüne göre yayıncı kuruluş, yukarıda belirtilen esaslara göre sorumludur. Bu nedenle zarar görenler haksız eylemi gerçekleştirenlerle birlikte yayın sahibinden de zararın tazminini isteyebilirler. Mahkemece açıklanan yön gözetilerek, davalı yönünden işin esası incelenerek karar verilmesi gerekir” gerekçesi ile kararın bozulması öngörülmüştür.
Mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda; davalı şirkete ait televizyon kanalında canlı olarak yayınlanan “Yalnız Değilsiniz” isimli programa katılan dava dışı Torun (Y..) K.. ve F.. K.. tarafından sarfedilen sözlerin davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu sözler nedeniyle dava dışı Torun (Y.) K.ve F. K.. hakkında ceza davası bulunduğu anlaşılmaktadır.
BK 53. maddesi uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul olunmaktadır. Dava konusu olayın özelliği nedeniyle dava dışı Torun (Y.) K.. ve F. K.. hakkındaki ceza mahkemesindeki davanın kesinleşmesi beklenmeli ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.