3. Hukuk Dairesi 2013/18574 E. , 2014/2687 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 25.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2013
NUMARASI : 2011/218-2013/76
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1993 yılında davalıdan arsa satın aldığını, arsanın orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle Orman Genel Müdürlüğü tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığını, davada arsa değerinin 8.000,00 TL olarak gösterildiğini, yargılama sonunda mahkemece davanın kabulü cihetine gidilerek müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiğini belirterek; 8.000,00 TL"nin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği 24.05.2010 gününden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinden rayiç bedeli değil ancak arsa için ödediği bedelin denkleştirici adalet kuralı uyarınca ulaştığı değerini talep edilebileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanarak taşınmazın değerinin talep edilemeyeceği, davacının ancak ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme ve denkleştirici adalet kurallarına göre isteyebileceği kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplanan 5.252,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Dava, tapulu taşınmazın tapu kaydının kesinleşmiş mahkeme kararıyla iptali nedeniyle son malikin, eski malik karşı açtığı satış bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacının dava konusu arsayı 05.11.1993 günü davalıdan satın aldığı, adına tapuya tescil ettirdiği, Orman Genel Müdürlüğü"nün 19.11.2008 günü açtığı tapu iptali ve tescili davasının yargılaması sonunda taşınmazın 176,84 m2lik kısmının orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 252,62 m2lik kısmının 2/b yasası gereğince hazine adına orman dışına çıkartılan yer vasfıyla hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 24.05.2010 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapıldığından hukuken geçerlidir. Bu bağlamda taraflar arasında başlangıçta geçerli olarak kurulan sözleşme uyarınca davacı alıcı ödediği satış bedeline karşılık arsanın rayiç değerini faizi ile birlikte davalı satıcıdan talep edebilir.
Somut olaya uygulanan denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ifade eder. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Bu ilke geçerli olarak kurulmuş sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda uygulanamaz.
Hal böyle olunca mahkemece; dava konusu arsanın, hazine adına tapuya tesciline ilişkin kararın kesinleştiği tarihteki rayiç bedelinin uzman bilirkişi heyetinden alınacak denetime elverişli rapor ile belirlenmesi ve belirlenen bu miktarın istemle bağlı kalınarak davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme sonucu geçersiz sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda uygulanan sebepsiz iktisap ve denkleştirici adalet kuralı gereğince yapılan hesaplamaya dayalı olarak hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.