Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6759
Karar No: 2010/1823
Karar Tarihi: 15.04.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6759 Esas 2010/1823 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/6759 E.  ,  2010/1823 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Çankırı Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.10.2009 gün ve 1071/1530 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde; 171 ada 17, 18 ve 20 parseller bir bütün iken kadastronun geçmesi sırasında üç parçaya ayrıldığını, eşit oranda yazılması gerekirken bazılarının fazla bazılarının da eksik yazıldığını, esasen üç parçanın toplam miktarı üçe bölünerek kadastro tutanağının tutulması gerektiğini, 171 ada 17 parselin ..., 171 ada 18 sayılı parselin ... ve 20 sayılı parselin de... adlarına tapuda kayıtlı bulunduğunu açıklayarak her üç parselin toplam miktarı gözetilerek eşit oranda kayıt malikleri ve mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı... mirasçıları ..., ..., ... ve ... ile ...ve ... Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi kanalıyla gönderdikleri dilekçeyle davayı kabul ettiklerini bildirmişler, nüfus kayıt örneklerinin fotokopileri dilekçeye eklenmiş, ancak ekli kayıtların adı geçenlere ait olup olmadığı konusunda herhangi bir kimlik tespitinin yapılmadığı görülmüştür.
    Davalı ... ise, 10.08.2008 havale tarihli dilekçesiyle davayı kabul ettiğini bildirmiş, aynı şekilde kimlik tespiti yapılmamıştır.
    Mahkemece, “…Her ne kadar davalıların kabul beyanı var ise de, gerek 17 sayılı parselin maliklerinin hep birlikte dava açmamış olmaları ve gerekse Toprak Koruma Kanunu, Tapu Kanunu ve İmar Kanunu karşısında her üç parselin birleştirilip tekrar üç eşit parçaya bölünmesinin mahkeme kanalıyla yapılmasının mümkün olmadığını” gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. 171 ada 17, 18 ve 20 sayılı parseller 18.12.2007
    tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 17 sayılı parselin ... çocukları Burhan, ..., İsmail Akbaş ve Münüfer Öztürk adlarına elbirliği mülkiyet şeklinde, 18 sayılı parselin ... oğlu davalı ..., 20 nolu parselinde ... oğlu... adlarına tam paylı olarak tespit edildikleri, tutanağın 03.09.2008 tarihinde kesinleşmesiyle adlarına tapu kayıtlarının oluştuğu belirlenmiştir.
    Davacı, dava dilekçesinde; ortak murise gitmeden üç parselin kadastro öncesinin bir bütün olduğunu, eşit miktarda yazılması gerektiği halde miktarlarının bir kısmının fazla bir kısmının ise az olduğunu belirterek üç parselin toplam miktarı gözetilmek suretiyle eşit oranda adına iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Ne var ki yargılamanın 21.10.2009 tarihli oturumunda davacı dava dilekçesini tekrarladığını, dava konusu taşınmazın her üçü üzerinde bulunan evlerin murisleri ... zamanında yapıldığını, bu haliyle kullanılageldiklerini, ancak daha önce aralarında herhangi bir taksimin yapılmadığını, üç parselin de aynı babadan geldiğini ve üç payın birbirine eşit olması gerektiğini, kendi tapusunun miktarının diğer parsellerden az olduğunu ve her parselin tapusunun eşit miktara çıkartılmasını istediğini bildirmiştir. Davacının bu beyanı, ortak miras bırakan ...’in terekesinin taksim edilmediği anlamına gelmektedir. Öyle ise ..."in terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Davalı ... ile ...’in mirasçıları davayı kabul ettiklerine göre, öncelikle mahkemece dava koşulunun yerine getirilmesi zorunluluğu vardır. Dosyada ..., ölen çoçukları ... ve ...’e ait veraset belgeleri bulunmamakla birlikte kadastro tutanağının edinme sebepleri davacının yargılama tutanaklarına geçen beyanları ve dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde taşınmazın davacının dedesi ...’den kaldığı, ...’den ..., ... ve ... isimli çocuklarına intikal ettiği, ancak bunlar dışında başka mirasçılarının olup olmadığı anlaşılamamıştır. Mevcut bu bilgilere göre davanın mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğunun kabulü gerekir. Bu tür davalarda kural olarak bir mirasçı payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunabilir. Ne var ki, davacı kök muristen gelen üç parsel önce tek parsel haline dönüştürüldükten sonra eşit miktarlar halinde, iki kardeşin mirasçıları ile amca arasında paylaşımını istemektedir. O halde açıklanan ilkenin böyle bir olayda uygulama olanağı oldukça güçtür. Davalı ... (amca) ve ..."in mirasçılarının davayı kabul etmeleri de az önce açıklanan olguyu doğrulamaktadır. Bu bakımdan öncelikle ortak miras bırakan ...’in veraset belgesinin (ölen çocukları ... ve ...’i de kapsayacak biçimde) alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması düşünülmelidir. İstek sadece miras payı oranında iptal ve tescile yönelik olmayıp, kendisi ve kardeşleri adına elbirliği mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı bulunan 17 nolu parselde dava konusu yapılmıştır. Bu durum ve dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, muris ...’den intikal eden her üç parselin tekrar birleştirilip adeta tüm mirasçıların katılımıyla yapılacak terekenin taksimi niteliğinde bir olgu ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durum kabul edildiğinde, dava dışı kalan ...’in tüm mirasçılarının davada yer alması zorunluluğu doğmaktadır. O halde, dava dışı kalan ...’in (... ve ...’de dahil) tüm mirasçılarının davaya katılmasının sağlanması ve davanın ... mirasçıları dışındakilere yöneltilmesi, ...’nın mirasçılarının ise davacı yanında yer almalarının düşünülmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra toplanacak tüm deliller ile kabuller gözönünde bulundurularak değerlendirme yapılması, kabul edenlerin olurlarının HUMK.nun 151/son maddesine uygun olarak alınması, mahkeme dışı dilekçe verdikleri takdirde dilekçelerinin altına dilekçe verenlerin kimlik tespiti yapılarak onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamıyla örtüşmeyen bir gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. İfraz mümkün olmadığı taktirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesi uyarınca paylı mülkiyet biçiminde hüküm kurulmasıda mümkündür. Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 15.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi