3. Hukuk Dairesi 2013/18457 E. , 2014/2861 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2012/501-2013/222
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; davalının, elektrik abonesi olduğunu, tahakkuk eden (1998-2002 yıllarına ilişkin) faturaları ödemediğinden, hakkında icra takibi yapıldığını; takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının, elektriği kesmeyerek, zararın artmasına kendisinin sebebiyet verdiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul 28.İcra Müdürlüğünün 2008/7127 E. Sayılı dosyasındaki 1.857.66 TL asıl alacak, 9.378,78 TL gecikme zammı, 1.688,18 TL KDV olmak üzere toplam 12.924,62 TL alacağa yaptığı itirazın iptaline, takibin asıl alacak 1.857,66 TL"ye avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak,
1) Davalı vekili zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Mahkemece, bu taleple ilgili olumlu, olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.
2) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı şirketin, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 50-a maddesi (abonenin elektriğinin kesilmesine dair) hükmüne uymadığından dolayı %20 kusurlu bulunduğu belirtilmiş olduğundan, mahkemece; hesaplanan alacak miktarından %20 oranında indirime gidilmiştir. Oysa, davacının uzunca bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektrik kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatini gerektirmeyeceği gibi, tüketim bedeli olan ana borçlar hukuki sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden sorumluluğunu ortadan kaldırır. Aksine düşünce, davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi, hukuki uyuşmazlıkları nihai olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş; dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu gözetilerek, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda, ancak, davalı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı nazara alınarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.