3. Hukuk Dairesi 2013/18777 E. , 2014/2910 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FETHİYE 3. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2013/80-2013/263
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların 29.06.2006 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davalı lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve nafakanın her yıl İTO tarafından açıklanacak ÜFE endeksine göre artırılmasına karar verildiğini, müvekkilinin bu nafakayı düzenli olarak davalının Fethiye Garanti Bankası şubesi hesabına yatırdığını, ancak davalının müvekkili aleyhine Fethiye 1. İcra Dairesinin 2010/3345 takip sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, müvekilinin itiraz süresini geçirmesi nedeni ile takibin kesinleştiğini ve müvekkilinin icra baskısı altında nafaka ödediğini ileri sürerek, fazla ödenen nafaka bedelinin tespiti ile tespit edilen miktarın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından fazla ödenen nafaka olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 14.105,98 TL" nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından davalıya fazla ödenen nafaka bedelinin istirdadı talebine ilişkindir.
Somut olayda, tarafların Kadıköy 5.Aile Mahkemesi"nin 09.05.2006 tarih, 2005/294 E-2006/308 K sayılı kararı ile boşandıkları, boşanma kararını takip eden 25. günden başlamak üzere davalı lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve nafakanın her yıl İTO tarafından açıklanacak ÜFE endeksine göre artırılmasına hükmedildiği, ayrıca Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1998/74 E-2002/401 K sayılı kararı ile, davalı lehine hükmedilen 12.000,00 TL nafaka borcunun ayda 2.000,00 TL olmak üzere 6 taksit halinde ödenmesine ilişkin protokolün de mahkemece onaylandığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalının banka hesabına ödeme yapmasına rağmen, davalı tarafından nafaka alacağının tahsili amacıyla Fethiye 1. İcra Dairesinin 2010/3345 sayılı icra dosyası ile aleyhine icra takibine başlandığını, nafaka artırım oranlarının ÜFE endeksinden fazla yapıldığını ileri sürmektedir.
HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Hükme esas alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen 01.11.2012 tarihli kök rapor ile ÜFE artış oranlarına ilişkin hesaplamayı içeren ek rapordan, davacı tarafından davalının banka hesabına ve icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin ayrıntılı şekilde, tarihleri ve hangi tarihte ne kadar miktar ödeme yapıldığının belirtilmediği, toplam miktarların belirtildiği, bu miktarlara nasıl ulaşıldığı, fazla ödemenin nasıl tespit edildiği rapor içeriğinden anlaşılamamaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş, davacı tarafından davalıya banka aracılığıyla yapılan nafaka ödemelerine ilişkin evrakların celbedilmesinden sonra, önceki bilirkişi dışında bir bilirkişi görevlendirilerek, davacının davalıya her yıl ÜFE oranında ödemesi gereken nafaka miktarlarının belirlenmesi ve davalının dava tarihine kadar davacıdan, 12.000,00 TL birikmiş nafaka borcu da dahil, ne kadar nafaka alacağı bulunduğunun tespit edilmesi, davacının hem bankaya yapmış olduğu, hem de icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin tarihleri ve miktarlarıyla belirlenmesi, davalının toplam nafaka alacağının tespitinden ve davacı tarafından yapılan toplam nafaka ödemelerin tespitinden sonra, davacının davalıya fazla nafaka ödemesi yapıp yapmadığının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yetersiz, Yargıtay denetimine elverişli olmayan rapor doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.