3. Hukuk Dairesi 2013/17758 E. , 2014/2921 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2011/1822-2013/570
Taraflar arasında görülen nişan bozulması nedeniyle alacak ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2010 yılı Haziran ayında nişanlandıklarını ancak davacının Hepatit B hastalığını taşımasının davalı tarafça ileri sürülerek nişanın haksız olarak davalı tarafından bozulduğunu, nişan sebebiyle davalı tarafa takılan takıların ve alınan hediyelerin iade edilmediğini ayrıca evlilik hazırlıkları için davacı tarafından davalının banka hesabına aktarılan 13.758,00 USD nin de iade edilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının ve nişan hediyesi olarak davalı tarafa alınan eşyaların aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelleri olan şimdilik 12.800,00 TL ile davalının banka hesabına aktarılan 13.758,00 USD nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ayrıca ortada bir neden yokken tamamen davalının kusuru ile nişanın bozulması nedeniyle 30.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Hepatit B hastası olduğunu uzun süre gizlediğini, bu hastalığın ortaya çıkması üzerine nişanın bozulduğunu, davacı tarafından alınan hediyelerin mutad hediye kapsamında olduğunu ve davacı tarafından davalı banka hesabına 6.664 USD gönderilmiş olup bu paranın 2.000 USD lik kısmının davacı tarafından geri alındığını ayrıca davalı hesabına yatırılan paralardan 5.000 USD nin 3. kişi tarafından düğün hediyesi olarak davalıya gönderildiğini bu nedenle davacının 5.000 USD yi talep etme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacılar vekili dilekçesinde; düğün hazırlıkları yapılırken düğüne 15 gün kala davalı(asıl davada davacı) tarafından Hebatit B hastası olduğunun müvekkiline bildirildiğini bu durum karşısında inanamayan müvekkilinin hastanaden olayın gerçek olduğunu uzun yıllar öncesine dayandığını öğrenmesi üzerine bu evlilikten mecburen vazgeçtiğini, davalının hastalığını baştan itibaren gizleyerek kötü niyetli davrandığını ve davacının psikolojik açıdan yıkılmasına sebebiyet verdiğini belirterek 10.000 TL manevi tazminat ile nişanın bozulması sebebiyle uğradığı maddi zararlara karşılık (davalıya alınan takım elbise, ayakkabı, cüzdan...vs) 5.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; Asıl davanın kısmen kabulü ile, davalıya nişan hediyesi olarak verilen 22 ayar toplam 28 gram 4 bilezik, 1 adet kelepçe bilezik, 14 gram 14 ayar, 1 altın set yaklaşık 30 gram 14 ayar, 1 adet alyans yaklaşık 9 gram 18 ayar, 1 adet pırlanta tek taş yüzük yaklaşık 3 gram 14 ayar, Toshiba A 205 4279 lattop, Sony netbook, Sony fotoğraf makinesi, 1 Adet gümüş tepsinin aynen iadesine,eşyalar iade edilmediği takdirde bedeli olan 12.800TL ile davalının banka hesabına gönderilen 13.758,84 USD Amerikan Dolarının (dava tarihinde Türk parası karşılığı 20.865,28 TL olup ödemede Doların o zaman ki Türk parası karşılığının) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve manevi tazminat talebinin reddine,
Birleşen davanın kısmen kabulü ile, 1 adet Altınbaş marka yüzük, 1 adet Tıssot marka kol saati, 2 adet Efor marka takım elbise, 2 çift Kemal Tanca marka ayakkabı, 2 adet Efor marka gömlek, 1 adet Beta marka cüzdan, 1 adet Efor marka kravat,1 adet Kemal Tanca marka kemer olmak üzere toplam 3.735TL ile 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan(asıl davada davacı) tahsiline karar verilmiş, hüküm; taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1- Asıl Dava Yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
a) TMK.nun 122. maddesine göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir. Bu maddeye göre, nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir.
O halde mahkemece; açıklanan ilkeler gereğince inceleme yapılarak mutad hediyeler (nişan yüzüğü ve kullanılmakla eskiyen tüketilen eşyalar) yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu kalem giderler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
b) Mahkemece, davacı tarafından davalıya nişan hediyesi olarak verildiği ancak iade edilmediği kabul edilerek hüküm altına alınan ve hüküm kısmında tek tek değerleri belirtilen takılar ile eşyaların toplam değeri 11.532,00 TL olmasına rağmen, aynen iadesine karar verilen eşyaların toplam değerinin 12.800,00 TL olarak belirtilip iade edilmediği takdirde bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Birleşen Dava Yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
a)TMK"nın 122.maddesince, yukarıda yapılan açıklamalara göre, nişanlılık evlenme dışında bir nedenden sona ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir.Alışılmış mutad hediyelerden kasıt; giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir.
Nişan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve adete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koşullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir.
Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez.
O halde mahkemece; açıklanan ilkeler gereğince inceleme yapılarak mutad hediyeler (nişan yüzüğü ve kullanılmakla eskiyen tüketilen eşyalar) yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu kalem giderler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
b) 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.
Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz.Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir.
Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; nişanın bozulmasında davacı Sebile"nin kusursuz olup çektiği üzüntü, sıkıntı göz önüne alınarak davacının manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenlemeler, olayın özellikleri ve davacı Sebile"nin kişilik haklarının saldırıya uğrama durumunun kabule elverişli olmaması karşısında, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kabülüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.