3. Hukuk Dairesi 2013/18883 E. , 2014/3061 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/2058-2013/1319
Taraflar arasında görülen Geçiçi Abonelik Tesisi istemiyle açılan davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, davacının Ankara İli, Çankaya İlçesi, Yıldızevler Mahallesi Havuzlubağ Sitesi B.Blok No:17 (28156 ada, 1 parsel) kayıtlı bulunan taşınmazın sahibi olduğunu, su abonesi olmak için davalı ASKİ"ye başvuruda bulunduğunu, müteahhitin borcu olduğundan dolayı aboneliğini yapmayı reddettiğini, davalı kurumun yaptığı uygulamanın hukuka aykırı olduğunu, başkasının borcundan bir başkasının sorumlu tutulamayacağını belirterek, dava konusu konutuna ihtiyati tedbiren geçici su aboneliğinin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davacının ASKİ"ye başvurmaksızın davayı açtığını; davacının dava dilekçesindeki adres bilgileri verilerek yapılan yazışma neticesinde dava konusu taşınmaza ilişkin elektrik, doğalgaz veya telefon faturalarından veya deprem sigortasını biri ile başvurması halinde abonelik yapılmasına bir engel olmadığını geçiçi 11.madde uyarınca aboneliğin yapılacağının davacıya bildirildiğini davacının kuruma başvuru yapmaksızın davayı açtığı, bu itibarla davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı gerçekleşmediğinden reddi cihetine gidilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, dava hakkı, Anayasa ile teminat altına alınmıştır.
Herkes, meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri (mahkemeler) önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir(Anayasa Madde 36).
Ancak, dava hakkı hukuki yarar (menfaat) ile sınırlıdır ve mahkemenin bir davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için davacının dava açmakta hukuki yararının olması gerekir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.
Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1.fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez.
Davacının dava dilekçesinde ilk etapda ASKİ"ye başvuru yapıp geçiçi abonelik talebinin reddolunduğunu ifade etse de, bu hususa ilişkin herhangi bir delil ibraz etmediği, ASKİ Hukuk Müşavirliğinin dosya içerisinde mevcut 12.12.2012 günlü müzekkere cevabından davacı T.. B.. "ın ASKİ"ye abonelik başvurusu yapmadan davayı açtığı, bu cihetle davacının ortada bir muaraza yokken dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla; hukuki yarar yokluğundan HMK 114/1-h , 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddi cihetine gidilmesi gerekirken, davanın kabulu isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.