3. Hukuk Dairesi 2014/1548 E. , 2014/3102 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2005/86-2013/324
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, davaya konu iki adet taşınmazın davalı/borçlu (avukat) tarafından Samsun 1.İcra Müdürlüğü"nün 1999/2513 sayılı dosyasında 31.12.2001 tarihine kadar satışa çıkarılması ve satışın davacının göstereceği bir kişiye yapılması için davacı ile davalı/borçlu Av.M.. A.. arasında 08/09/2001 tarihli protokol tanzim edildiğini, protokol gereğince davalının taahhüdü yerine getirmediği takdirde taşınmazların o günkü rayiçlerini davacı/alacaklıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davacının bu doğrultuda davalıya Nebahat Esgün (Beklemiş)"ün vekaletini verdiğini, ancak davalı tarafından protokol şartlarının yerine getirilmediğini, davalının bu eylemi nedeniyle yargılandığını ve Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesi"nin 03.12.2003 tarih ve 2003/63-2003/251 sayılı kararı ile mahkum olduğunu,bu suretle protokol şartlarını yerine getirmeyen davalı aleyhine Samsun 1.İcra Müdürlüğü"nün 2004/1372 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davalının Samsun 1.İcra Müdürlüğü"nün 1999/2513 sayılı dosyasında ne alacaklı ne de borçlu vekili olduğunu, bu dosyada taşınmazların satışını isteme gibi bir hak ve yetkisinin olmadığını, söz konusu protokolün tehdit ve baskı altında müvekkiline imzalattırıldığını, sözü edilen icra takibinde alacaklının Emlak Bank, borçlunun ise davacı olduğunu, müvekkili ile M.. E.. arasında vekalet ilişkisi bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen protokolün geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme ile uğranılan zararın tazminin istenilmesinin mümkün olmadığı ancak, davalının ceza dosyasındaki 5.000 TL"nin davacıdan alındığına dair beyanının davacıyı bağlayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.000 TL"nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden ise;
Taraflar arasında düzenlenen 08.09.2001 tarihli protokol de “mülkiyeti davacıya ait iki adet taşınmazın Samsun 1.İcra Müdürlüğü"nün 1999/2513 Esas sayılı dosyasında 31.12.2001 tarihine kadar satışa çıkarılıp, davacının göstereceği herhangi bir şahsa satışının yapılmasının sağlanması konusunda, davalı avukatın davacıya taahhütte bulunduğu, taahhütün yerine getirilmemesi halinde protokole konu taşınmazların rayiç değerinin davalının davacıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği”nin dercedildiği, tarafların protokol metnine bir itirazlarının bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir.
Dosya kapsamına göre; davaya konu edilen taşınmazların Samsun 1.İcra Müdürlüğünün 1999/2513 Esas sayılı dosyasıyla, 29.01.2001 tarihinde banka tarafından satışa çıkarıldığı, 08.09.2001 tarihinde alacaklı banka adına tescil edildiği ve icra dosyasının kapatıldığı, bu suretle yeniden satış talep etmenin hukuken imkansız olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki davaya dayanak yapılan 08.09.2001 tarihli porotokol ise, taşınmazların banka adına tescil edildiği tarihte tanzim edilmiş olup, porotokolün düzenlendiği tarih itibariyle taşınmazların davalı tarafından tekrar satışının istenilmesi hukuken mümkün olmadığından, porotokol geçersizdir. Geçersiz sözleşme uyarınca davacının davalıdan davaya konu edilen taşınmazların rayiç değerini isteme hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının taşınmazların rayiç değerinin davalıdan talep edilemeyeceği yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; 6100 sayılı HMK.nun 26.maddesinin 1.fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez, somut olayda davacı dava dilekçesinde açıkça itirazın iptali davasının konusunun 08.09.2001 tarihli protokol hükümlerinin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle porotokole konu taşınmazların rayiç değeri olduğunu belirtmiştir. Ne var ki mahkemece; dava dilekçesinde talep ve dava konusu edilmeyen, Samsun 1.İcra Müdürlüğü"nün 1999/2513 Esas sayılı dosyasında davalıya verildiği iddia edilen 5.000 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gibi, Samsun 1.İcra Müdürlüğü"nün 1999/2513 sayılı icra dosyasında davalının dava dışı Nebahat Beklemiş"in vekili olduğu,davacının ceza dosyasında sabit beyanlarında dahi 5.000 TL"nin dava dışı Nebahat Beklemiş tarafından davalıya verildiği yönünde beyanda bulunduğu bu suretle 5.000 TL"yi talep hak ve yetkisine sahip kişinin dava dışı Nebahat Beklemiş olmasına rağmen, 5.000 TL alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.