16. Hukuk Dairesi 2015/8444 E. , 2017/2715 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 135 ada ... parsel sayılı 895.49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve arsa vasfıyla eşit paylarla davalılar ... .. ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; ... ise miras yoluyla gelen hakka dayanarak 135 ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastroca oluşan tapu kayıtlarının iptali ve adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının, ... yıl önce köyden ayrılarak çekişmeli taşınmazı kullanmayı bıraktığı, daha sonra taşınmazda ekonomik amacına uygun sürdürdüğü bir zilyetliğinin de bulunmadığı belirtilerek bu hususun zilyetliği terk iradesi sayıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır.
Davacı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış, gerek dava dilekçesinde gerekse aşamalarda öncesi babasına ait olan taşınmazın kendisine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs.) hususunda açıklama yapmamıştır. Yapılan keşifte beyanına başvurulan tespit bilirkişileri, mahalli bilirkişiler ve tanıklar da çekişmeli taşınmazın öncesinin davacının murisi Hasan"dan kaldığını beyan etmişlerse de Mahkemece davacıdan bu beyanlara karşı diyecekleri ve taşınmazın kendisine ne şekilde intikal ettiği hususu da sorulmamıştır. Bilindiği üzere elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte tasarruf edilmesi zorunlu olup, mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabın mümkün olmaması nedeniyle mirasçılardan birinin taşınmazın kendi adına tescili için açtığı davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gibi, bu şekilde açılan davalara diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması suretiyle devam edilmesi de mümkün değildir.
Somut olayda mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı gibi kayıt uygulaması da yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; davacıdan çekişmeli taşınmazın kendisine ne şeklide geçtiği (taksim, satış, bağış vs..) hususu sorularak bu hususu kanıtlaması istenmeli; davacı çekişmeli taşınmazın geçerli bir sebeple kendisine intikal ettiğini ispat edemediği takdirde aktif dava ehliyeti bulunmayacağı göz önüne alınarak davanın usulden reddine karar verilmelidir. Davacının aktif dava ehliyeti bulunduğunu kanıtlaması halinde ise, kadastro tespitinin 2010 yılında, keşfin ise 2014 yılında yapıldığı göz önüne alındığında keşif tarihi itibariyle ... yıllık kullanılmama durumunun iradi terk anlamına geldiğinden söz edilemeyeceği, öte yandan davada Hazine taraf olmadığına göre mülkiyet hakkı davacı taraf yararına doğduktan sonra iradi terk bulunup bulunmadığının tartışma yerinin de bulunmadığı gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
....04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.